Quantcast
Channel: Girişim Haber - Reel Sektör
Viewing all 521 articles
Browse latest View live

Türkiye'nin Elektrikli Ekskavatör Girişimi: Hidromek Hicon 7W

$
0
0

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri Açılış Töreni'ne katıldı. Erdoğan, alana gelişinin ardından Hidromek HICON 7W elektrikli yerli ekskavatörü hakkında bilgi aldı.

Yerli üretim ekskavatörü inceleyen Erdoğan, tören alanına yakın alanda kullandığı araçla toprak attı. Daha sonra tören alanına da ekskavatör ile giden Erdoğan, yerli ve milli üretim aracının hayırlı olmasını dileyerek, "Yerli ve milli üretim aracımız hayırlı olsun. Şu anda satışları hızlandırmamız lazım. Gerek içeride gerek de dışarıda. Bundan sonra bu işin pazarlamasına varım." ifadelerini kullandı.

HICON 7W %100 elektrikli ekskavatörün sadece motoru değil, tüm sistemi standart iş makinelerinden farklılıklar gösteriyor. Elektrikli motora ve bataryaya sahip olan HICON 7W’da hidrolik sistem de buna göre tasarlandı. Enerjisini yeni nesil Lityum-ion bataryalarda depolayan HICON 7W’da, araç ve kullanıcı güvenliğini sağlamak için bataryaların bulunduğu yüksek voltaj (HV) alanı araç arkasında muhafaza altına alındı. Diğer servis noktaları da istenildiği an kolayca ulaşılması için elektrikli kaput altında toplandı. 

HICON 7W: Bir Şehir Ekskavatörü

HICON 7W, sahip olduğu elektrikli motoru sayesinde, daha sessiz, daha verimli ve çevre dostu olmasıyla öne çıkıyor. Sıfır emisyonlu olması ve kompakt boyutl

arı ile çevresel etkiyi azaltan HICON 7W, şehrin birçok noktasında kolaylıkla kullanılabilecek.  HICON 7W kullanıcılarına kapalı alanlarda, bahçelerde ve parklarda, şehir içi şantiyelerde, tünellerde ve yer altında çalışma imkânı sunacak, şehir içi inşaat alanlarında bakım onarım işlerinde rahatlıkla kullanılabilecek.

Yakıt tüketiminin olmaması, verimli güç tüketimi sağlayan motoru ve bakım maliyetlerinin düşük olması HICON 7W’yu ekonomik kılıyor. Tek şarjla 8 saat kullanım sağlayacak olan HICON 7W, araç şarj istasyonlarında kolaylıkla 3.5 saatte tam şarj olabilecek, hızlı şarj ile 1 saat 30 dakika içinde yüzde 100 doluluğa ulaşabilecek. 

HICON 7W: Şehrin Nabzını Tutar

Yüksek teknoloji ürünü ve akıllı HICON 7W, sahip olduğu arka ekranı ile çevresiyle etkileşim kurabiliyor. “Güvenli Çevre Sistemi” ile güvenli sürüş için çevresine arka ekranı ile bilgi aktarabilecek. Çalışma esnasında arka tarafına yaklaşan bir araç veya insan olduğunda ekranında uyarı yazısı çıkan HICON 7W, çevresini kötü hava koşullarında uyarıyor. Hızını yine bu ekrandan bildiren HICON 7W, ayrıca ani fren gibi durumlarda da arkasından gelen sürücüleri arka ekranı ile uyarabiliyor. HICON 7W,  üzerinde bulunan güneş pilleri sayesinde, “Güvenli Uyku Modu” sistemi ile uyku modunda dahi arka bilgi ekranından şehre bilgi aktarmaya devam ediyor ve buradan tarih, hava durumu gibi bilgilerin gösterimi sağlanabiliyor. HICON 7W, kendinden 5 metre uzaklıkta sağladığı lazer çizgi ile kendisine fazla yaklaşan kişinin veya aracın dikkatini de çekebiliyor.

Kapıları Teknolojiye Açılıyor!

Sahip olduğu yardımcı sistemler sayesinde HICON 7W’yu kullanmak oldukça kolay ve kullanışlı olacak. Tıpkı bir şehir otomobili ferahlığındaki kabininde ergonomik joystiklerle bütün kullanım fonksiyonlarına kolayca ulaşılabiliyor. 8” (inch) dokunmatik bilgi ekranı sayesinde aracın bilgileri kontrol edilebiliyor, ayarları kişiselleştirilebiliyor ve çalışma ortamına yine bu ekran sayesinde hakim olunuyor. 

Uluslararası Prestije Sahip İki Tasarım Ödülünün Sahibi

Türkiye’de sektörünün sayılı tasarım stüdyolarından birine sahip olan HİDROMEK, AR-GE alanındaki bilgi birikimiyle tasarım gücünü bir araya getiriyor. Tasarım sürecinde sanal gerçeklik uygulamalarından da en üst seviyede faydalanan HİDROMEK, HICON 7W ile uluslararası prestije sahip ‘2020 German Design’ ve ‘2020 IF Product Design’ tasarım ödüllerini kazandı.

HİDROMEK'in elektrikli ekskavatörü HICON 7W

Enerjisini yeni nesil lityum-ion bataryalarda depolayan HICON 7W'da, araç ve kullanıcı güvenliğini sağlamak için bataryaların bulunduğu yüksek voltaj (HV) alanının araç arkasında muhafaza altına alındığı kaydedilirken, servis noktalarının da istenildiği an kolayca ulaşılması için elektrikli kaput altında toplandığı belirtildi.

HICON 7W'nin, sahip olduğu elektrikli motoru sayesinde, daha sessiz, daha verimli ve çevre dostu olmasıyla öne çıktığı da kaydedilirken, sıfır emisyonlu olması ve kompakt boyutları ile çevresel etkiyi azaltan HICON 7W'nin, şehrin birçok noktasında kolaylıkla kullanılabileceği ifade edildi.

Tek şarjla 8 saat kullanım sağlayacak olan HICON 7W, araç şarj istasyonlarında kolaylıkla 3,5 saatte tam şarj olabilecek, hızlı şarj ile 1 saat 30 dakika içinde yüzde 100 doluluğa ulaşabilecek.

Üretici firma ve ürünleri hakkında bilgi almak için www.hidromek.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz. Hidromek firmasını girişimi için tebrik ediyor,  haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Sosyal Mesafe İhlallerine Yerli Teknoloji Çözümü: ProManage KiT

$
0
0

Koronavirüs ile birlikte hayatımıza giriş yapan “sosyal mesafe” kavramı, tüm sektörlerdeki çalışanlar için de büyük önem taşıyor. Dünya genelinde hayatın sosyal mesafe kurallarına göre düzenlenmesine yönelik uzun vadeli planlamalar yapılırken sanayideki çalışanlar için bir destek de teknoloji şirketi Doruk’tan geldi. Türkiye’de üretim yönetiminde dijitalleşme pazarını inşa eden ve akıllı üretim yönetim sistemi ProManage ile sanayicilerin dijital dönüşüm mentorluğunu yapan Doruk, çalışan sağlığının korunarak üretime devam edilebilmesi için ProManage KiT (Kontrollü İnsan Trafiği) adını verdiği sosyal mesafe ölçüm ve uyarı sistemini geliştirdi.

Fabrikaların faaliyetlerine devam ederken çalışanlarının sosyal mesafe denetimini ve raporlamasını anlık olarak yapabilmelerini sağlayan ProManage KiT’i, sanayicilere bedelsiz sağlayan Doruk, böylece işletmelerin çalışan sağlığı açısından riskleri değerlendirerek hemen önlem almalarını mümkün kılıyor. Bu kapsamda “Fabrikalar Açık Kalsın” isimli bir kampanyaya da imza atan Doruk, bedelsiz olarak sunduğu ProManage KiT uygulamasını edinmek isteyen sanayicileri kampanyaya destek veren vakıf ve sağlık kuruluşlarına bağış yapmaya davet ediyor. Pandemi gibi beklenmeyen durumlarda bile ek yatırıma ihtiyaç kalmadan “Fabrikalar Açık Kalsın” diyerek bu ürüne imza attıklarını belirten Doruk Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay Özden, ProManage KiT ile Türk sanayicisine ve sanayi çalışanlarına katkı sağlamayı ve çalışanlarının sağlığını üst düzey teknolojiyle korumayı amaçladıklarını söyledi. Yapay zekâ ile görüntü işleme teknolojisinin kullanıldığı ProManage KiT uygulaması, Doruk’un Teknopark İstanbul, Antalya Teknokent ve İzmir DEPARK’ta (Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme A.Ş.) bulunan ofislerindeki mühendislerinin gönüllülük esasına dayalı olarak ortak çalışmalarıyla tamamlanarak hayata geçirildi.

Çoğu işletmenin uzun bir süre uzaktan çalışma modelini sürdürdüğü pandemi döneminde, sanayi firmaları büyük bir özveriyle kontrollü bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor. Akıllı üretim yönetimi sistemi ProManage sayesinde sanayicilerin üretimlerini daha verimli ve çevik hale getiren, kayıplarını tespit edip azaltarak maliyetlerini ve rekabetçiliklerini yönetebilmelerini sağlayan teknoloji şirketi Doruk, şimdi de üreticilerin beklenmeyen, zorlu dönemlerdeki en büyük ihtiyaçlarından birine ProManage KiT ile cevap veriyor.

IIoT, makine öğrenmesi, görüntü işleme, artırılmış gerçeklik ve yapay zeka teknolojileri ile tam entegre olan dünyadaki tek akıllı üretim yönetim sistemi ProManage ile bugüne dek dünya genelinde 300’den fazla fabrikayı dijitalleştirmiş olan Doruk’un Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay Özden; “Pandemi ile mücadelenin ikinci dönemi olarak Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın açıkladığı ‘kontrollü sosyal hayat’ evresinde işletme ve fabrikalarda çalışanların sağlığını korumak büyük önem taşıyor. Bu yeni düzene adım atarken, Doruk olarak gönüllü mühendis ekibimizle birlikte üretime devam ederek ekonomiye ve istihdama katkıda bulunan sanayicilerin her zamanki gibi yanında olup çalışanların ve dolayısıyla toplumun sağlığını korumaya katkıda bulunmak istedik ve çok önemli bir ürün geliştirdik” diyerek şu detayları paylaştı: “Ülke ekonomisinin lokomotifi olan sanayicilerin küresel pazarlarda daha rekabetçi olabilmeleri ve sürdürülebilir büyüyebilmeleri için tek yolun üretim ve yönetim sistemlerinin dijitalleştirilmesi olduğuna inanıyoruz. Bu noktada, koronavirüsle birlikte çok önemli hale gelen ve dünya genelinde kamu alanlarında en çok konuşulan ‘sosyal mesafe’ kuralı kapsamında geliştirdiğimiz sosyal mesafe ölçüm ve uyarı uygulamamız ProManage KiT (Kontrollü İnsan Trafiği) sayesinde fabrikalar açık kalabilecek, ek yatırım gerekmeden işletmelerde çalışanların sosyal izolasyona uyup uymadıkları izlenip temas noktaları dijital ortamda tespit edilebilecek, uyarı üretilebilecek. Ar-Ge birimimiz başta olmak üzere ilgili departmanlarımız konuyla ilgili iş ortaklarımızdan gelen talepleri de değerlendirerek ProManage KiT üzerinde titizlikle çalıştılar. İş sağlığı ve güvenliği açısından çok önemli olan bu teknolojiyle içinde bulunduğumuz dönem başta olmak üzere bundan sonra hayatımızı etkileyecek sosyal izolasyonun iş verimini etkilemesinin de önüne geçmek ve pandemi gibi beklenmeyen durumlarda çalışanların sağlıklı bir şekilde çalışması mümkün olacak.”

“Fabrikalar Açık Kalsın kampanyamızla hem sanayicilere hem de topluma katkıda bulunan kurumlara destek olmayı hedefliyoruz”

Özden, fabrikaların faaliyetleri devam ederken çalışanların sosyal mesafe denetimi ve raporlamasının anlık yapılabilmesi sayesinde işletmelerin riskleri değerlendirerek hemen önlem almalarını sağlayacak ProManage KiT’i, topluma katkıda bulunan kurumlara bağış tavsiyesiyle işletmelere bedelsiz sağlayacaklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Doruk tarafından bedelsiz olarak sunduğumuz ProManage KiT uygulamasını edinmek isteyen değerli sanayicilerimiz, 'Fabrikalar Açık Kalsın' kampanyamıza destek veren vakıf ve sağlık kuruluşlarına bağış yapabilirler. Başlattığımız bu kampanya, sanayi kuruluşlarının uygulamayı edinirken aynı zamanda pandemiden etkilenen halkımıza hizmet ve destek sunan çeşitli vakıf ve sağlık kuruluşlarına bağış yapmalarına imkân sağlayarak çok katmanlı şekilde destek ve yardımlaşma kampanyasına dönüşüyor. Salgının patlak verdiği dönemle birlikte sormaya başladığımız ‘Biz ne fayda sağlayabiliriz?’ sorusunun cevabı olan bu sosyal mesafe çözümüyle hem Türk sanayicisine hem de topluma katkıda bulunan kurumlara destek olmayı hedefliyoruz.”

Yapay zeka ve görüntü işleme teknolojisiyle anlık takip

ProManage KiT uygulamasında yapay zeka ve görüntü işleme teknolojilerinin kullanıldığına dikkat çeken Özden, “Canlı kamera görüntülerinin işlenmesiyle oluşturulan sosyal mesafe uyarılarının ekranlara yansıtılması sayesinde çalışanlar, kendi ihlal durumlarını anlık olarak görüntüleyebiliyorlar. Birbirine güvenli sosyal mesafeden fazla yaklaşan çalışanlar tespit edilerek uyarı üretiliyor ve raporlanıyor. Raporlamada söz konusu lokasyonun yanı sıra sosyal mesafenin ihlal başlangıç ve bitiş zamanlarına yer veriliyor. Uygulama kapsamında; ihlal durumları ve alarmları görüntülenebiliyor, operatör ilgili kişilerin adlarını kayda ekleyerek not yazabiliyor. Sesli ve iki farklı renk kodunda ışıklı alarm sisteminin yanı sıra e-posta, SMS veya anlık mobil bildirimleri sayesinde hiçbir risk gözden kaçmıyor. Şüpheli bir durum oluştuğunda ise geriye dönük olarak geçmiş uyarı kayıtları takip edilebiliyor ve böylece olası etkilenenler anında tespit edilebiliyor. İşletmenin eğitim almadan uygulamayı kolayca devreye alabilmesi için tesisteki mevcut kamera sistemi ve sistemin bağlı olduğu bir bilgisayar yeterli oluyor, online ya da offline çalışan sistemde geçmiş kayıtlar da değerlendirilebiliyor” açıklamalarında bulundu.

“Geleceği gören teknolojimizle işletmelerin verimliliğini artırıyoruz”

Yapay zeka ve artırılmış gerçeklik teknolojileriyle tam entegre dünyadaki tek üretim yönetim sistemi olan ProManage hakkında detayları paylaşan Aylin Tülay Özden, sözlerini şöyle tamamladı. “ProManage ile işletmelerin kendilerini sürekli ve otomatik olarak geliştirebilmesini sağlıyoruz. İşletmede daha önce izlenilen yolların ve bilgilerin kendi içlerindeki ilişkilerini anlamlandıran ProManage yapay zeka uygulamamız sayesinde fabrikalar, gelecekte neler olabileceğini kestiren, yani kestirimci algoritmaların temelini oluşturan altyapıya geçiş sağlıyor. İşletmelerin dar boğazlarını, zayıf yönlerini, gelişime açık noktalarını sürekli olarak gösteren ve bu açıkların iyileştirilmesi için işletmeyi uyarı mesajları ve farklı yollarla bilgilendiren ProManage ile tam entegre olan ProManage Mobil uygulamamız sayesinde ise uzaktan çalışmak durumunda kalan yönetici ve şeflerin gerçek zamanlı olarak tesise ait makinelerini izleyebilmeleri, makinelerinin üretim performansına ulaşabilmeleri, parametreleri takip edebilmeleri, makine göstergelerini ve raporları görebilmeleri mümkün hale geliyor. Türk sanayisinin gelişmesine katkı sağlamak için 22 yıldır çığır çağan teknolojiler geliştiren bir şirket olarak her zaman her koşulda üreticilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.”

www.promanage.com sayfasından yapay zekalı yüksek teknoloji bağışı ProManage KiT ile ilgili detaylı bilgiye ulaşmak mümkün. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Söz Yetenekte Programının 2. Bölümü Bugün 1915Çanakkale'de!

$
0
0

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) tarafından Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ihale edilen, inşaat çalışmaları Daelim, Limak, SK&EC ve Yapı Merkezi ortaklığı tarafından yürütülen 1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi, gençleri Türkiye’nin atılımları ve istihdam potansiyeli konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan “Söz Yetenekte” programının ikinci bölümüne ev sahipliği yapıyor.

T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin destekleriyle 14 Ağustos Cuma günü (bugün) saat 15:00'te Oylum Talu’nun moderatörlüğünde gerçekleşecek “Söz Yetenekte” adlı etkileşimli canlı yayına; T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi yetkilileri, 1915Çanakkale yönetimi ve projede görev alan uzmanlarla beraber Projenin genç yetenekleri katılacak. Yayın, 1915Çanakkale Köprüsüşantiyesinden canlı olarak düzenlenecek.

Programda, 1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi tanıtılacak ve genç ekibinin deneyimlerine yer verilecek. Binlerce kişinin çalıştığı çok uluslu dev projenin ekibi tanıtılarak, çalışan çeşitliliği ele alınacak. İzleyiciler, Türkiye’nin farklı üniversitelerinde okuyan genç kadınlara önemli bir fırsat eşitliği sunan Türkiye'nin Mühendis Kızları Projesi’nin 1915Çanakkale Projesi’ndeki yansımalarını hem yetkililerinden hem de gençlerden dinleme fırsatı bulacak. Ayrıca birbirinden değerli konuşmacılar, yeni mezunlara ve mezun olacak gençlere tavsiyelerde bulunacak.

1915Çanakkale Köprüsü şantiye gezisinin çevrim içi yapılacağı programda interaktif bilgi yarışması da düzenlenecek. Sorulara doğru yanıt vererek en yüksek puanı alan ilk 10 kişi, 1915Çanakkale şantiye gezisi kazanarak bir tam gün boyunca bu dev projeyi yerinde görme ve proje ekibi ile tanışma fırsatı kazanacak. Teknik gezi ödülüne sadece yetenekkapisi.org üzerinden başvuranlar hak kazanabilecek, katılımcıların tüm seyahat ve konaklama masrafları ev sahibi 1915Çanakkale tarafından sağlanacak.

1915Çanakkale Youtube kanalı @1915canakkaletr adresinden canlı yayınlanacak "Söz Yetenekte", tüm üniversitelilere, üniversite mezunlarına, kariyerine yön çizmek isteyenlere ilham veriyor.

“Söz Yetenekte” programına kayıt için: yetenekkapisi.org adresini ziyaret etmek yeterli. Unutmayın, program 14 Ağustos Cuma günü (bugün) saat 15:00'te Oylum Talu’nun moderatörlüğünde gerçekleşecek.

Ayrıca www.1915canakkale.com web adresini ziyaret ederek 1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi hakkında bilgi alabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türk Havacılık Sektörü, Dünya Kalite Süreçlerini Yakaladı!

$
0
0

Türkiye, havacılık sanayisinden önde gelen firmaların katılımıyla oluşturulan Milli Havacılık Endüstrisi Komitesi (MİHENK) ile Avrupa Havacılık Kalite Grubu (EAQG) entegrasyonunu tamamlayan 13'üncü ülke oldu.

Savunma, havacılık ve uzay sanayisinde Türkiye'nin yürüttüğü Milli Teknoloji Hamlesi'nin en önemli destekçilerinden SAHA İstanbul Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği, ülke adına uluslararası bir başarıya daha imza attı.

Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ikinci büyük sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbulönderliğinde, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ), TUSAŞ Motor Sanayi, ROKETSAN, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Baykar, THY Teknik, ASELSAN, Kale Havacılık, HAVELSAN ve Altınay Havacılık'ın katılımıyla oluşturulan MİHENK'in EAQG'ye entegrasyonu tamamlandı. Böylece Türkiye, dünya havacılık sektöründe kalite standartlarını belirlemede otorite kurumlar arasında yer alan EAQG entegrasyonunu tamamlayan 13’üncü ülke oldu.

SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, Türkiye'de son yıllarda savunma ve havacılık alanında yapılan çalışmalarla bu sektörlerin hızlı büyüme trendine girdiğini ve gelecek dönemde de bunun süreceğini söyledi.

Sektörün bu gelişmelere ayak uydurabilmesi için uluslararası havacılık kalite süreçleri içinde yer alması ve firmaların teknik ve kalifikasyon altyapılarının geliştirilmesi gerekliliğinin ortaya çıktığını belirten Keleş, şöyle konuştu:

"Uluslararası Havacılık Kalite Grubu (IAQG) ve EAQG, dünya havacılık sektöründe kalite standartlarının belirlenmesinde otorite kurumlar arasında yer alıyor. Bu kurumların altında Sertifikasyon Kuruluşu Yönetim Komiteleri (CBMC) ve Sertifikasyon Grupları (CG) ülkeler nezdinde yerel organları oluşturuyor. Mevcut durumda EAQG bünyesinde sisteme entegre olmuş 12 ülke yer alıyordu. MİHENK, Türkiye'nin de dünya havacılık kalite süreçlerinin bir parçası olabilmesi için SAHA İstanbul tarafından EAQG ile koordineli olarak, ülkenin havacılık endüstrisini oluşturan büyük firmaların temsilcilerinin katılımıyla oluşturuldu. Diğer ülkelerde olduğu gibi CBMC'lerin EAQG yapısal ve elektronik sistemine entegrasyonu tamamlandı. Böylece Türkiye, EAQG entegrasyonunu tamamlayan 13'üncü ülke oldu."

Havacılıkta kalite belgelemede milli çözümler

Mevcut durumda Türk savunma ve havacılık sektörü, AS/EN 9100 havacılık, uzay ve savunma endüstrisi için Uluslararası Kalite Yönetim Sistemi Standardı'na göre belgeleme ihtiyacını yabancı firmalar aracılığıyla gideriyor.

Savunma ve havacılık sektörünün bu ihtiyacını yerli firmalarla karşılayabilmesi ve yurt dışına kaynak çıkışının önlenmesi amacıyla Türk Akreditasyon Kurumunun (TÜRKAK) IAQG'den yerli firmaları akredite edebilme yetkisini alması gerektiğine dikkati çeken İlhami Keleş, "Bir yandan, TÜRKAK'ın bu yetkiyi alabilmesi için gerekli şekil şartının oluşturulması, diğer yandan yurt dışındaki havacılık endüstrisini yöneten ve kalite süreçlerini denetleyen yapıların bir parçası olunması amacıyla kurulan bu komite sektöre büyük katkı sağlayacaktır. İlerleyen süreçte ihtiyaca göre MİHENK genişleme kabiliyeti gösterecektir." dedi.

Komitede oy kullanmaya yetkili firma ve kurumların dışında Milli Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Türk Standardları Enstitüsü ve TÜRKAK oy kullanma hakkı olmadan temsil edilecek.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TOGG'un Tasarımı 28 Ülkeden Sonra Japonya'da da Tescillendi!

$
0
0

TOGG'un Twitter hesabından yapılan açıklamada, TOGG tasarımlarının, 27 AB ülkesi ve Çin’den sonra Japonya’da da tescillendiği bildirildi. Açıklamada, "Japon Patent Ofisi (JPO), C-SUV ve Sedan tasarımlarımızın Japonya’da TOGG adına tescil edildiğini açıkladı." ifadeleri kullanıldı.

TOGG Hakkında

Fikri mülkiyet haklarına Türkiye'nin sahip olduğu, küresel ölçekte rekabet edecek bir otomobil markası yaratma hedefiyle Anadolu Grubu, BMC, Kök Grubu, Turkcell, Zorlu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği güçlerini birleştirdi ve 25 Haziran 2018'de Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş.'yi (TOGG) kurdu.

TOGG, elektrikli ve bağlantılı yeni nesil otomobiller geliştiriyor ve bu otomobiller etrafında bir mobilite ekosistemi oluşturuyor. Bu ekosistem sayesinde geniş kitlelerin hayatını kolaylaştırıp, zararlı emisyonları sıfırlayarak temiz bir geleceğe katkıda bulunmayı hedefliyor.

Yerli ve milli girişim, 2022 yılında doğuştan elektrikli, bağlantılı ve güncel otonom seviyesine sahip, orta büyüklükte (C segmenti) bir "sportif çok amaçlı otomobil (SUV)" ile yola çıkacak. Akıllı ve bağlantılı otomobilin etrafında oluşturulmakta olan ekosistem dahilinde yeni hizmetler, yeni kullanıcı deneyimleri ve yeni iş modelleri geliştirilecek. İş ortaklarıyla ve ülkemizde filizlenen girişim şirketleriyle yeni fikir ve teknolojilerin ortaya çıkmasını sağlayacak.

TOGG hakkında daha detaylı bilgi için togg.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi otomobil ve teknoloji sever okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye, Doğal Gaz Ticaret Merkezlerinden Biri Olma Yolunda!

$
0
0

Karadeniz'de gerçekleştirilen ilk milli sondajda, 320 milyar metreküp doğal gaz keşfi ve bu gazın 2023 itibarıyla üretime geçmesi hedefi, Türkiye'yi gelecek 5 yıl içinde kontratı sona erecek olan 30 bcm'lik uzun dönemli doğal gaz ithalatı müzakerelerinde güçlü konuma getiriyor.

Deloitte'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye'nin Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajını gerçekleştiren Fatih sondaj gemisinin, Sakarya gaz sahasında keşfettiği 320 milyar metreküplük doğal gaz, Türkiye'nin doğal gaz ithalatına ciddi katkı sağlayacak.

Kullandığı gazın tamamına yakınını ithal eden Türkiye için keşfedilen bu rezerv, gelecek yıllarda sona erecek uzun dönemli doğal gaz sözleşmelerinin yeniden şekillendirilmesinde, halihazırda yaşanan fiyat düşüşleri ile birlikte müzakere masasında Türkiye'nin elini güçlendiren bir gelişme olarak görülüyor.

Yıllık ortalama 45 bcm ila 50 bcm arasında değişen Türkiye'nin yıllık doğal gaz talebinin yüzde 20'si Sakarya sahasında keşfedilen rezervden karşılanabilecek. Sahanın Türkiye'nin yüksek enerji talebinin olduğu batı bölgesine ve Silivri doğal gaz depolama tesisine yakın konumda bulunması büyük avantaj sağlıyor. Sahanın yıllık 8 bcm'lik üretimi, İstanbul'un bir yıllık doğal gaz tüketimine denk geliyor.

Türkiye, müzakere masasında güçlü konumda

Türkiye'nin gelecek 5 yıl içerisinde 30 bcm'lik uzun dönemli doğal gaz ithalat kontratı sona ererek yeniden müzakere edilecek. Bu müzakereler öncesinde, global piyasalarda düşen doğal gaz fiyatları, artan LNG arzı, Türkiye'nin giriş kapasitesini çeşitlendirmesi ve artırması Türkiye'nin bu kontratların yeniden şekillendirilmesinde elini güçlendiren adımlar oldu. Tüm bu olumlu gelişmelere ek olarak, büyük ölçekli ve yerli bir doğal gaz kaynağının keşfi ve bu gazın 2023 itibarıyla üretime geçirilmesi hedefi, müzakere masasında Türkiye'yi daha güçlü kılıyor.

Yıllık 40 milyar dolar enerji ithalatı gerçekleştiren Türkiye'nin en önemli ithalat kalemlerini, petrol ve doğal gaz ithalatı oluşturuyor. Yıllık 12 milyar dolar doğal gaz ithal eden Türkiye, Sakarya sahasından yıllık talebinin yüzde 20'sini karşılaması durumunda ithalat giderlerini, yıllık 2,5 milyar dolar seviyesinde azaltabilecek. Bu ölçekte bir yatırımın hayata geçmesi için öngörülen yatırım miktarı ise 4 ila 6 milyar dolar arasında değişiyor.

"Özel sektörün ön planda olduğu bir oyun planı kurgulanmalı"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Deloitte Enerji, Doğal Kaynaklar ve Endüstri Ürünleri Lideri Elif Düşmez Tek, Türkiye'nin, yenilenecek olan doğal gaz kontratları ile birlikte daha dinamik bir doğal gaz piyasasına geçiş için önemli bir fırsat koridoruna girdiğini belirterek, tüketicilerin sosyal destek mekanizmalarıyla desteklenmesi, özel sektörün doğal gaz tedariki ve ticaretinde etkinliğinin artırılması gibi adımlarla bu fırsatın en efektif şekilde kullanabileceğini bildirdi.

Tek, doğal gaz şebekesinin güçlendirilmesi hedefiyle, FSRU, doğal gaz depolama, TANAP ve Türk Akımı gibi önemli alt yapı projelerinin devreye alınmasıyla günlük arz kapasitesinin 2018'de 60 milyon metreküp, geçen yıl 27 milyon metreküp arttığını kaydetti.

Mevsimsel oluşabilecek dar boğazlar giderilerek arz güvenliğinin de sağlandığına işaret eden Tek, "İhracat ve ticaret imkanlarının geliştirilmesi amacıyla Türkiye'nin Avrupa ile olan bağlantı noktalarının kapasitesinin artırılması ve çift yönlü akışın sağlanması için çalışmalar devam ediyor. Doğal gaz altyapısının güçlenmesi adına yapılmış olan bu çalışmalar, arz güvenliğini sağlamanın yanı sıra doğal gaz ticaret merkezi olabilme yolunda önemli adımların atılmaya başlandığını gösteriyor. Sakarya sahasındaki doğal gaz keşfi, tüm bu olumlu gelişmeleri taçlandırır niteliktedir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, yenilenecek olan doğal gaz kontratları ile birlikte daha dinamik bir doğal gaz piyasasına geçiş için önemli bir fırsat koridoruna girdiğini belirten Tek, bu fırsat koridorundan en efektif şekilde yararlanabilmek için atılması gereken adımlarla ilgili şunları kaydetti:

"Doğal gazın ithalatından son tüketiciye kadar değer zincirinin tüm alanlarında maliyetleri yansıtan piyasa bazlı fiyatlandırmaya geçilmesi ve korunmaya muhtaç tüketicilerin sosyal destek mekanizmaları ile desteklenmesi ana prensip olmalıdır. Özel sektörün doğal gaz tedarik ve ticaretinde etkinliği artırılmalı, doğal gaz kontratlarının yenilenmesinde özel sektör oyuncularının ön planda olacağı bir oyun planı kurgulanmalıdır. Piyasa oyuncularının etkin ve öngörülebilir şekilde faaliyet gösterebilmesi için EPİAŞ bünyesinde faaliyet gösteren Organize Toptan Satış Piyasası'nın (OTSP) işlem hacmi ve derinliğinin artırılması ve 2021 yılında devreye alınması planlanan vadeli opsiyon piyasasının planlandığı şekilde hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Sektör oyuncularının daha dinamik kararlar verebilmeleri ve işlem yapmalarına imkan tanıyacak ve ürün çeşitliliğine sahip bir kapasite platformunun hayata geçirilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin uluslararası gücü ve etkinliği olan bir doğal gaz ticaret merkezine dönüşebilmesi için BOTAŞ'ın sistem işletmecisi rolü, ilgili bağımsızlık kurallarını sağlayacak şekilde ayrıştırılmalı, kamu enerji şirketleri uluslararası arenada iş birliklerine gidebilecek ve rakipleri arasında farklılaşabilecek şekilde yapılandırılarak desteklenmeye devam edilmelidir."

AA kaynaklı analiz haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Sürücüsüz Forklift TOSB Yollarında Test Edilmeye Başlandı

$
0
0

TOSB İnovasyon Merkezi koordinasyonunda OTAM (Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme Merkezi) işbirliği ile Türkiye otomotiv sektörünün gelişimine katkıda bulunmak için ve teknoloji kullanımını artırarak hizmet kalitesini de en üst düzeye ulaştırmayı hedefleyerek kurulan Sürücüsüz Araç Test Parkuru, SK ROBOTİK firmasının tasarladığı Sürücüsüz Forklift’in çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.

Klasik sürücülü istifleme taşıtlarının otonomlaştırılması ve insansız kara araçlarının geliştirilmesi için milli yazılımlı dönüşüm kiti üretmek amacı ile kurulan SK ROBOTİK; sürücüsüz ve elektrikli araç teknolojilerine yönelik birçok testin gerçekleştiği Sürücüsüz Araç Test Parkuru'nun misafirlerinden biri. Test edilen sistem; insan operatör tarafından yönetilen transpalet, forklift, reachtruck gibi çeşitli iş makinelerine hatta traktörlere uygulanabilen bir yazılım olarak aracın kendi yapısına zarar vermeden yerli geliştirilmiş yazılım ve donanımları araca ekleyerek otonom çalışmasını sağlamaktadır. Ayrıca sistem, bir tuş ile devre dışı bırakılarak araç tekrar operatör tarafından kullanılabilir hale getirilebilirken aracın yenilenmesi durumunda da bu sistem yeni araca aktarılabiliyor.

"Otomotiv Türkiye'nin lokomotif sektörü"

Sürücüsüz Forklift’ in çalışmalarını yerinde inceleyen TOSB Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet DUDAROĞLU, dünyada otomotiv sektörünün sürücüsüz araçlara yönelik çalışmalarının hızla devam ettiğinin altını çizerek, otomotivin Türkiye için lokomotif sektörlerden birisi olduğunu belirtti. Sürücüsüz araçlar alanında çalışma yapan herkese ve her oluşuma açık olan test parkuru’nun trafiğe tamamen kapatılarak, olumsuz hava şartlarına karşı korunaklı özel alanıyla hizmetlerine devam ettiğini de sözlerine ekledi.

"Türkiye için büyük kazanç"

İnovasyondan Sorumlu TOSB Yönetim Kurulu Üyesi Ömer BURHANOĞLU ise “Biz TOSB olarak, otomotivin gittiği yönü ve özellikle yeni bir alan olan otonom araçların gelişimini önemle takip ediyoruz ve katkı sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. TOSB bu konuda önemli noktalardan bir tanesi. ‘Sürücüsüz Araç Test Parkuru’, startuplardan Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarına kadar birçok kurum ve kuruluş tarafından ilgi görüyor. Burada yapılan çalışmaların Türkiye için büyük kazanç sağlayacağına inanıyorum.” diye konuştu.

“Otomotivdeki dönüşümde firmalarımıza altyapı sunmayı amaçlıyoruz”

OTAM Genel Müdürü Ekrem Özcan ise “OTAM olarak, otomotiv testleri konusunda özel bilgi ve yetkinliği olan bir şirket olarak otomotivin dönüşümü ile birlikte biz de testlerimizi çeşitlendiriyor, elektrikli araçlar başta olmak üzere, otonom araçlara yönelik de çalışmalar yürütüyoruz. TOSB İnovasyon Merkezi ile, otonom araçlara yönelik bu işbirliğimizi de otomotivdeki dönüşümde firmalarımıza altyapı sunmak ve teknik bilgimizi paylaşmak adına gerçekleştirmiştik. Bugüne kadar onun üzerinde firma ve kuruluş çeşitli testlerini burada gerçekleştirdi. Şimdi de Sürücüsüz Forklift çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

OİB Otomotivde Geleceğin Tasarım Yarışması 2020 Sonuçlandı

$
0
0

Türkiye otomotiv sektörünün ihracattaki tek koordinatör birliği olan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından sektörde katma değerli ürün ve teknolojileri geliştirmek amacıyla düzenlenen 9. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması sonuçlandı. Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) koordinatörlüğünde gerçekleşen ve bu yıl “Elektrikli Araçlar” teması ile düzenlenen yarışmada, 291 proje arasından birinciliğe Büyütech-Forsight projesi ile Ömer Orkun Düztaş layık görüldü.

Toplam 70 bin TL’lik büyük ödülün sahibi olan Büyütech-Forsight projesi, otonom araçlarda Lidar teknolojisi (ışık algılama ve mesafelendirme) yerine geçip üst düzey üç boyutlu algılama yapan, yapay zeka işlemcisine sahip, çok düşük güç tüketiminde ve gelişmiş sürücü destek sistemlerini bünyesinde barındıran yeni nesil akıllı kamera sistemi sunuyor. Ömer Orkun Düztaş, “Sistemde amacımız, insanın yaptığı algıları, otonom araçların yapmasını sağlamak” dedi.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik: “Türk otomotiv girişim projelerinin elektrikli araçlarda da öncü olacağına inanıyoruz. Bir yıllık özverili çalışmanın ürünü olan yarışmamıza başvuran 291 proje sahibine ve emeği geçen herkese tek tek teşekkür ederim. Projeler, otomotiv endüstrisinin geleceğinde söz sahibi olmamıza büyük katkı sunacak.”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay ve TİM Başkanı İsmail Gülle’nin de katıldığı, Teknoloji ve Trend Avcısı Serdar Kuzuloğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı etkinliği sektör profesyonellerinden akademisyenlere, girişimcilerden öğrencilere kadar binlercekişi izledi. Dereceye giren başarılı proje sahiplerine toplam 250 bin TL ödülverildi.

Yarışmada ikinciliği Syntonym projesi ile alan Batuhan Özcan 60 bin TL’lik ödülün de sahibi oldu. Üçüncü seçilen Algae Biodiesel projesinin yürütücüsü Selen Şenal da 50 bin TL’lik ödül aldı. Dereceye girenler ayrıca İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi olanaklarından yararlanarak girişimlerini geliştirmeye ve aynı zamanda İTÜ Big Bang sahnesinde yarışmaya hak kazandı.

Kapanışta konuşan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Yarışma, ülkemizin dünya otomotiv endüstrisinde yaşanan dijital dönüşümün bir parçası olmasına katkı sunacak. Türk otomotiv girişim projelerinin elektrikli araçlarda da öncü olacağına inanıyoruz. Yarışmaya katılan 291 projeye tek tek teşekkür ederim. Bir yıllık özverili bir çalışmanın ürünü olan yarışmamızda emeği geçen herkese ve özellikle TİM Başkanı İsmail Gülle’ye teşekkür ederim” dedi. OİB OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğluda “Girişim projelerinin el feneri olarak bizlere yol göstermesi çok kıymetli. Yaptığınız tüm projeler ve cesaretiniz için teşekkür ederiz” diye konuştu.

Büyütech-Forsight: Lidar teknolojisi yerine geçecek akıllı kamera

Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasında birinci seçilen Büyütech-Forsight projesi, otonom araçlarda Lidar teknolojisi (ışık algılama ve mesafelendirme) yerine geçecek, yapay zeka işlemcisine sahip, çok düşük güç tüketiminde yeni nesil akıllı kamera sistemi özelliği sunuyor.

Büyütech-Forsight/Yeninesil akıllı kamera sistemi, geliştirilen üst düzey stereo eşleme algoritmalar ve özel yapay zeka donanımı sayesinde Lidar teknolojisi (ışık algılama ve mesafelendirme) yerine geçip üst düzey üç boyutlu algılama yapıyor. Akıllı kamera sistemi, kendi üzerindeki özel yapay zeka işlemcisi ile araçları, yayaları, trafik işaretçilerini ve daha birçok şeyi algılayabiliyor, acil durum fren sistemi, adaptif hız sabitleme gibi ADAS (gelişmiş sürücü destek sistemleri)özelliklerini bünyesinde barındırıyor.

Syntonym: Araç içi iç ve dış kamera verilerinde metrik kaybı yok

Yarışmada ikinci olan ve görsel veri anonimizasyonu yapan özel bir teknoloji olan Syntonym, araç iç ve dış kamera verilerini Kişisel Verilerin Korunması Kanunu/Genel Veri Koruma Yönetmeliği ile uyumlu olarak analitik metrik kaybı olmadan anonimize ediyor. Syntonym, bireylerin yüzlerinin, tüm analitik değerlerinin maksimum oranda korunmasını amaçlayarak hiç var olmamış sentetik yüzler ile değiştirilmesini sağlıyor. Bunuyaparken yaş, cinsiyet, yüz ifadeleri gibi metriklerin korunması ve yapay zeka algoritmalarının doğru ve güvenilir veriler ile beslenmesi sürecinde hiçbir bireyin özel ve gizlilik gibi haklarının ihlal edilmemesini temin ediyor.

AlgaeBiodiesel: Karbon emisyonunu %70 azaltıyor

Üçüncü olan AlgaeBiodiesel projesinde de endüstriyel atık sular ve baca gazları mikroalgler yardımıyla arıtılıyor, bu atıklardan karbon negatif mikroalgal biyoyakıt ve hammadde (gliserin, protein vb.) üretimi yapılıyor. Dizel motorlarda modifikasyonsuz bir şekilde kullanılabilen sistem, setan sayısı, CFPP gibi yakıt özellikleri petroldizeliyle aynı kalitede özellik gösteriyor. Kükürt emisyonunu sıfıra indiren sistem, karbondioksit, nitrojen oksit ve sülfür oksit emisyonunu yüzde70 azaltıyor.

Yarışmada dördüncülüğü Archmir projesi ile İlker Kutsal alırken, 40 bin TL’lik ödülün de sahibi oldu. Beşinciliğe ise Otomotiv Sistemleri için Teşhis ve Güç Yöneticisi projesi ile Can Acar seçildi ve 30 bin TL kazandı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


AB'den Yerli ve Milli Otomobilimiz TOGG'a Tasarım Tescili!

$
0
0

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Hakları Ofisi’ne yaptığı tasarım başvuruları için tescil almaya hak kazandı. Fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde yüz Türkiye’ye ait olan araçların tasarımlarının üçüncü şirketler tarafından kopyalanmasını önlemek amaçlı önemli bir adım atıldı.

Otomotiv endüstrisinin bir mobilite ekosistemine dönüşümüne öncülük ederek ülkemizin ilk küresel mobilite markası olmak amacıyla kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG)’un otomobillerin iç ve dış tasarımları Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Hakları Ofisi (EUIPO) tarafından tescil edildi. Beş yıl süreyle geçerli olacak tescil haklarıyla birlikte, fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde yüz Türkiye’ye ait olan araçların tasarımlarının tamamen ya da kısmen kopyalanması da engellenmiş oluyor.

TOGG mühendisleri ve tasarımcıları tarafından ortaya konan, fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde yüz Türkiye’ye ait doğuştan elektrikli modüler araç platformu üzerine geliştirilmekte olan Türkiye’nin otomobili, tasarım sürecinde önemli bir aşamayı daha tamamlamış oldu.

TOGG’un askı sürecindeki Asya ve Amerika’daki tasarım tescil başvurularının da 2020 yılı içerisinde tamamlanması bekleniyor.

Tasarım, 150 Bin Saatlik Çalışma ile Ortaya Çıktı

Türkiye’nin Otomobili, TOGG tasarım ve mühendislik ekiplerinin liderliğinde toplam 150 bin saatlik bir çalışma sonunda ortaya çıktı. Tasarım süreci kapsamında Türkiye’den ve dünyadan toplamda 18 tasarım evi, TOGG’un belirlediği 6 farklı kriter ile objektif bir değerlendirmeye alındı. TOGG Tasarım Ekibi yaptığı değerlendirmede en yüksek skoru alan 3 tasarım eviyle sürece devam etme kararı verdi. Türkiye’nin otomobilinin tasarımını belirlemek için geniş kitlelerle yapılan otomobil satın alma davranışları araştırmasındaki bulgular doğrultusunda hazırlanan tasarım kılavuzu bu 3 tasarım eviyle paylaşılarak 2 boyutlu tasarım yarışması süreci başladı.

4 Aşamalı Olarak Kurgulanan Tasarım Evi Yarışması Toplamda 6 Ay Sürdü

Bu süre zarfında 100’ün üzerinde farklı tema değerlendirildi, tüketici araştırmalarında tespit edilen beklentiler tasarım evlerine geribildirim olarak verildi.Süreç tamamlandığında her tasarım evinden gelen bir dış ve bir iç tasarım çalışması geniş kitlelerle klinik çalışmalar yapılarak test edildi. Ortaya çıkan sonuç yine TOGG Tasarım Ekibi tarafından endüstrileşmeye uygunluğu konusunda değerlendirildi. Bu aşamalardan sonra dünyanın en iyilerinden Pininfarina tasarım evi iş ortağı olarak seçildi ve 3 boyutlu tasarım aşamasına geçildi. Türk tüketicilerinin iç görüleri doğrultusunda TOGG Tasarım ekibi ve Pininfarina tasarım evinin ortak çalışmaları sonucunda sadece Türkiye’de değil; dünyanın farklı coğrafyalarında da beğeni ile kabul görecek özgün bir tasarım dili ortaya kondu.

Bu Toprakların Kültürü Tasarıma İlham Verdi

Türkiye’nin otomobili, modern ve özgün tasarımında Anadolu topraklarının köklü simgelerinden biri olan laleden esinlendi. Otomobilin yoldaki imzası olarak algılanacak ön ızgarasına, bütünsel şıklığı tamamlayan jantlarına ve iç mekân detaylarına modern bir incelikle işlenen lale figürleri ile birlikte Selçuklu dönemi esintileri coğrafyamızın kültür mirası ile olan bağı vurguluyor.

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu TOGG'a çalışmalarında yürekten başarılar diliyor, haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye, İhracatta Dijital B2B Dönemine Geçiyor!

$
0
0

Küresel ticaret çarklarının neredeyse durma noktasına gelmesine neden olan Covid-19 salgını gündemdeki yerini koruyor. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın açıkladığı ‘Sanal Ticaret Heyetleri’ projesine ihracatçılardan ve sanayiciden tam destek geldi.

DİJİTAL B2B YAPACAĞIZ

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki, “Konu salgının başından beri gündemimizde. Devletin de bu konudaki tutumu gayet olumlu. Dünya artık dijital ortamda satın alma yapıyor. Birlik olarak dijital fuarlarla ilgili firmalardan teklif alıyoruz. Bir anlamda dijital B2B yapıyor hale geleceğiz. E-ihracat ve dijital pazarlamayla ilgili tüm imkanlarımızı seferber ettik.” dedi.

DİJİTAL KASLARIMIZI GÜÇLENDİRİYORUZ

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (İDDMİB) Başkanı Burak Önder de üyelere yönelik E-ihracat ve E-ticaret eğitimlerine başladıklarını söyledi. Önder, “CRM, ERP ve siber saldırılarla ilgili de eğitimlerimize başlıyoruz. Amacımız dijital kaslarımızı güçlendirmek. E-heyet çalışmalarımız kapsamında Mayıs’ta Güney Kore ile, Haziran’da da Avrupa ile buluşmalarımız olacak.” şeklinde konuştu.

E-HEYET TIBBİ MALZEMECİLERİN DE GÜNDEMİNDE

Diş Malzemeleri Sanayici ve İş Adamları Derneği (DİŞSİAD) Başkanı Erkan Uçar ise dijital ticaret ve E-heyet çalışmalarının birinci gündem maddeleri olduğunu ifade etti. Uçar, “Tıbbi malzeme sektörünün önceliği halkımızdır. Ülkemizin özellikle maske ve eldiven gibi ürünlerde yeterli stoka kavuşmasının ardından ihracat izinlerinin önümüzdeki dönemde açılacağını tahmin ediyoruz. Bu dönemde dijital pazarlama, sanal fuarlar ve e-heyet gibi konular bizim de önceliğimiz. Üyelerimizi bu konularla ilgili düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Aksiyon alma aşamasındayız.” dedi.  

TEKNOLOJİYE AYAK UYDURMAYAN GERİDE KALACAK

Armatür Derneği Başkanı Gökhan Turan da “Teknoloji her geçen gün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çok hızlı ilerliyor. Bu gelişime ayak uyduramayanlar sektör ayrımı yaşamaksızın geride kalacak. Dijital pazarlar operasyonu kolay, maliyeti daha düşük ve daha ulaşılabilir olacak. 7/24 açık kalabileceği için de sürekli her kesime hitap edecek. Fakat tüm bunlarla birlikte sanal pazarlar ve E-fuar sistemi bizler için yeni bir platform olacak. Sistem kurulmalı ve eğitim iş birlikleri ile tüm sanayicilerimizin entegre edilmesi sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu. 

SANAL ORGANİZASYONLARI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ

Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, “Çelik sektörü için önem arz eden tüm organizasyonlar salgın nedeniyle iptal edildi. Sanal fuarların ürün gamımız özelinde uygun olmayacağını düşünüyoruz ancak ihracat pazarlarımızdaki ticari ilişkilerimizin sürdürülebilir olması adına sanal organizasyonları yakından takip ediyoruz. Virüs sonrası için Latin Amerika bölgesi, Batı Afrika ve Güneydoğu Asya yeni hedef pazarlarımız olacak.” ifadelerini kullandı.

MAYIS’TA STABİLE DÖNMEKTEN BAHSEDEBİLİRİZ

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Üyesi ve Temmer Marble Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya ise, Covid-19 salgınının küresel ölçekte bir daralmaya neden olduğunu vurguladı. Çetinkaya, “Normalleşmeyi konuşmak için henüz çok erken. Mayıs itibariyle stabile dönmekten bahsedebiliriz. Doğal taş sektörünün en önemli fuarlarından biri olan ABD merkezli Coverings 20-23 Nisan tarihleri arasındaki dev etkinliği online konferans serilerine çevirdi. E-heyet ve dijital pazarlama faaliyetlerini yakından takip ediyoruz ve önemsiyoruz.” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

MÜSİAD'dan Üretim-Ticaret-Yatırım Üçgeninde Üretim Hamlesi!

$
0
0

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 2019 yılı Aralık ayında Çin’in Wuhan eyaletinde başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan Koranavirüs (Covid-19) pandemisinin etkilerini bertaraf edebilmek amacıyla “üretim-ticaret-yatırım” üçgeninde üretim hamlesi başlattı

Küresel iktisadi krize yol açan Koranavirüs salgınının birçok uzman ve ekonomist tarafından, dünya ekonomik sisteminde tarihi bir dönüm noktası olması öngörülüyor.

Global düzeyde meydana gelen ekonomik krizin, salgından kaynaklanması, hastalık sorunun tamamen çözülmeden normalleşmenin olamayacağı düşüncesini de beraberinde getiriyor. Dünyada meydana gelen ekolojik değişimler ve küresel ısınma sorunu, gelecekte de koronavirüs benzeri salgınların tekrar yaşanabileceğinin habercisi olarak yorumlanıyor.

MÜSİAD Korona Sonrası Süreç İçin Harekete Geçti

Bu bağlamda MÜSİAD, Koranavirüs salgının etkilerinin giderilmesi ve olası yeni salgın ve afetler karşısında üretim ve ticaret sisteminin sekteye uğramaması, tedarik ve yatırım hatlarının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir bir sistemin kurulabilmesi amacıyla “MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri” projesini hayata geçirdi.

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Genel Başkan Abdurrahman Kaan, Türkiye’nin salgın sonrası dönemde dünyanın yeni tedarik noktası haline geleceğini belirtti. Kaan, “Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle avantajlı bir konumda yer alıyor. Korona sonrası süreçte, dünya riskleri dağıtmanın ne kadar önemli olduğunu anladı. Çin’e bağımlılığın, kriz yönetiminde tüm yumurtaları aynı sepete koymakla aynı anlama geldiğini gördü. Ayrıca kriz bitse bile psikolojik etkilerinin tam olarak sona ermesi ve üretim-ticaret algısının normalleşmesi zaman alacaktır. Bu noktada Türkiye; hem Koronavirüs salgını sürecinde tüm dünyanın takdirini toplayan süreç yönetimi hem de steril ve güvenli üretim zinciri algısı ile dünyanın yeni tedarik noktası haline geldi.” dedi.

Olumlu İmaj Avantaja Çevirilmeli

Bundan sonraki süreçte dünya ihracatında Çin ile rekabet edilen kalemlerde Türkiye’nin avantajlı bir konuma geleceğini kaydeden Kaan,” En fazla ihracat yaptığımız ülkelerde (Almanya, Irak, İngiltere, İtalya, ABD) üretimde yaşanacak kayıplar, yeni siparişlerin ithalat ile kompanse edilmesinin önünü açacaktır. Çin’in ekonomik toparlanma sürecine rağmen sosyal algının uzun vadede değişmeyecek olması Türkiye’yi düşük maliyetli yeni üretici olarak görme eğilimini artıracaktır. Çin, toparlanma sürecinde hızlı üretim ve stok ile fiyat kırma politikasına giderse bu kez ithalatta bağımlı olduğumuz girdi üzerinden yeni bir üretim politikasına gitmemiz mecburi olacaktır. Ayrıca düşük fiyattan piyasaya girecek Çin mamulleri ile rekabet edebilmek için ölçek büyüklüğünün yüksek oranda üretime hazır olması gerekecektir. Bilhassa gıda sektöründe yaşanacak talep artışında Türkiye’nin Çin’e nazaran dünya tüketim algısındaki olumlu imajını bu noktada iyi değerlendirmek gerekiyor.” diye konuştu.

Her Aşaması Düşünülmüş Kompak Üretim ve Yatırım Üsleri

“MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri hakkında açıklamalarda bulunan MÜSİAD Üretim ve Ticaret Planlama Üst Kurulu Başkanı Oktay Dede, proje ile ülkemizin her yerinde her türlü olumsuz senaryonun hesaba katıldığı, kompleks üretim tesisleri kurulmasını amaçladıklarını belirtti..

Dede, “Türkiye ekonomisinin lokomotif unsuru KOBİ’lerimiz istihdamın, üretimin ve dış̧ ticaretin taşıyıcı unsurlarıdır. Mikro ve küçük işletmeler Anadolu’da mekânsal manada çok sıkıntılı durumdadırlar. KOBİ’lerimiz genelde 30, 50, 80 ve 100 metrekare büyüklüğündeki dükkanlarda çalışmalarını sürdürüyor. KOBİ’lerin büyümesinin birincil şartı mekânsal düzenlemedir. Türkiye’de küçük sanayi siteleri ve Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) var. Ancak burada, bu küçük sanayi sitelerindeki işletmelerin OSB’lere geçişini kolaylaştıracak bir KOBİ yapılandırma üslerinin inşa edilmesi gerekiyor” dedi.

Bu bağlamda Türkiye genelinde Orta Ölçekli Sanayi Bölgesi (OSB) projesini hayata geçirmeye başladıklarını belirten Dede, ilk tesisimizi Tekirdağ’da açtık. Şu an İstanbul Hadımköy’de ikinci prototipin inşasına başlandı. Biz bu projemize “MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri” projesi ismini verdik. İlgili Bakanlıklar ve kamu kuruluşlarından da izin ve desteklerimizi aldık. Yakın süreçte tüm ülke genelinde projelerimizi hayata geçiriyor olacağız.” diye konuştu.

Her Türlü Olumsuz Senaryoya Karşı Önlem Alındı

Tesislerin alt yapısı ve teknik detayları hakkında bilgi veren Dede,” Proje kapsamında lojistik sisteminde sanitasyon kökenli tıkanmaların önüne geçilmesi amacıyla hem lojistik merkezi hem de dışarıdan gelen ekipler için konaklama tesislerinin kurulması planlanlandı. Ayrıca, 14 günlük karantinalar da dahil olmak üzere her türlü izolasyonun sağlık tedbirleri alınmış konuk evlerinde sağlanacağı bir üretim ve taşıma hattı da kurgulandı. Site içinde kurulan gümrüklü antrepo ile ihracat işlemleri kolay ve hızlı hale gelecek. Ek olarak paketleme ve yükleme sırasında maksimum ürün güvenliği ve sanitasyon uygulanabilecek. Ayrıca ticarette güvenilirlik ve itibar yönetimin sağlanması amacıyla sipariş sahibi firmaların bağlı oldukları ülkelerden gelecek denetçiler tarafından işlemler sanitasyon ve sair denetimler için de açık olacak.” dedi.

İzole Yaşam Alanı

Site içindeki tasarlanan mağaza sistemleri sayesinde salgın ve afet dönemlerinde hasarın minimum düzeyde tutulmasını öngördüklerini belirten Dede, “Oluşturulması planlanan tesislerde üretim ve ticaretin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlayacak üreticiler ve işgücü için yaşam kalitelerini düşürmeden çalışabilecekleri ortamı hazırlayan her türlü mağaza yer alacak. Ayrıca, banka, kargo, PTT, yedek parça dükkanları, ıtriyat satış̧, market restoran gibi işletmelerin salgın ve afet dönemlerinde bu yapılar içinde devamlı çalışmasını sağlayacaktır.” diye konuştu.

Kendine Yeten Kompleks Yapı

Oktay Dede,site içinde bulunan enerji tesisleri ve akaryakıt istasyonları sayesinde dışarıya bağımlı olmadan ve çevreci bir bakış açısıyla kendi enerjisini üreten ve enerji maliyetlerini sistem içindeki firmalar lehine düşüren sistemler oluşturduklarını kaydetti.

Öğrenen Bölgeler

MÜSİAD Üretim ve Yatırım Üsleri” projesi kapsamında Akademi-Kamu-Sanayi üçgeninde hareket edeceklerini vurgulayan Dede, tesisler içerisinde nitelikli iş gücünün karşılanması ve ara eleman ihtiyacının giderilmesi amacıyla meslek liseleri, yurtlar ve barınma alanlarının oluşturulacağını ifade etti. Öğrenciler için oluşturulan bu tesislerin kriz dönemlerinde de işçiler için kullanabileceğini belirten Dede, böylelikle üretimin aksamamasının önüne geçilmesini hedeflediklerini söyledi.

Oktay Dede, çalışanların ailelerinin de huzurlu bir yaşam sunabilmesi amacıyla kompleks içerisinde ayrıca, eczane, sağlık ocağı, hastane, cami, kapalı ve açık spor alanları ile tiyatro ve sinema salonları gibi sosyal yapıların da olacağını belirtti.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dünyanın En Geniş Açıklıklı Asma Köprüsünün Ayakları Tamam!

$
0
0

Tamamlandığında dünyanın en geniş açıklıklı asma köprüsü unvanına sahip olacak ve 18 Mart 2022’de hizmete açılması planlanan 1915Çanakkale Köprüsü’nde önemli bir aşama tamamlandı. Son kule bloklarının yerleştirilmesi ile ayakları tamamlandı.

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM)tarafından Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ihale edilen ve inşaat çalışmaları Daelim, Limak, SK&EC ve Yapı Merkezi ortaklığı tarafından yürütülen 1915Çanakkale Köprüsü’nün ayakları son blokların yerleştirilmesiyle tamamlandı.

16 Mayıs 2020 tarihinde Çanakkale’de düzenlenen 1915Çanakkale Köprüsü Kule İnşaatları Tamamlanma Töreni’ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferans yöntemiyle katıldı. T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu 1915Çanakkale Köprüsü inşaat sahasındaki tören alanından canlı bağlantı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a proje hakkında bilgi verdi.

Törende ayrıca proje ortaklarını temsilen Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Yapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu ve Yapı Merkezi Genel Müdürü Sami Özge Arıoğlu da hazır bulundu.

1915Çanakkale Dünyanın Takdirini Topluyor

1915Çanakkale ÇOK A.Ş. Yönetim Kurulu adına söz alan Yapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu, projenin sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda da takdir topladığına ve henüz tamamlanmadan pek çok ödül kazandığına dikkat çekti.

Projenin faydalarını özetleyen Arıoğlu; “1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi, Avrupa ile Türkiye’nin batı ve güney bölgeleri arasında doğrudan bağlantı olacak ve bu bölgelerde gelişmeyi hızlandıracak. ‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi’ kapsamında, Türkiye’nin öncülük ettiği 'Orta Koridor' girişiminin bir parçası olarak, Pekin’den Londra’ya kesintisiz bir ticaret yolu oluşturma hedefine doğrudan katkı sunacak. Trakya ve Batı Anadolu’daki sanayi, ticaret ve hizmet sektörleri ivme kazanacak. Projenin sunacağı daha hızlı ve daha düşük maliyetli yük taşımacılığı avantajı bu bölgelerin sadece ekonomik faaliyetlerini değil, sosyal bağlarını da güçlendirecek. Böylece Çanakkale, şanlı tarihine ve 21. Yüzyıl’a yaraşır dev bir esere kavuşacak” dedi.

İşte 1915Çanakkale Köprüsü'nün Bazı Özellikleri

  • 1915Çanakkale Köprüsü ile Asya ve Avrupa denizin üstünden dördüncü kez, toplamda ise altıncı kez birleştirilmiş olacak.
  • Tamamlandığında 2023 metre orta açıklığı ile dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü olacak olan 1915Çanakkale Köprüsü, 334 metrelik tepe noktası yüksekliği ile de dünyanın en yüksek kuleli asma köprüsü unvanına sahip olacak.
  • Köprünün ayakları arasındaki 2023 metrelik orta açıklık, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş Yılı’nı sembolize edecek.
  • Deniz seviyesinden itibaren 318 metre kule yüksekliği ise Türk milletinin bağımsızlığını kazanmasındaki en önemli tarihlerden biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’ni sembolize edecek.
  • 1915Çanakkale Köprüsü’nün toplam uzunluğu 2023 metre orta açıklık, 770’er metre yan açıklıklar ile 365 ve 680 metrelik yaklaşım viyadükleriyle beraber 4608 metre olacak.

www.1915canakkale.com web adresini ziyaret ederek 1915Çanakkale Köprüsü hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'nin Otomobili TOGG'un Fabrika Temeli Haziran'da Atılacak

$
0
0

Türkiye’nin gururu yerli otomotiv fabrikasının temelleri atılıyor. Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) üreteceği yerli otomobilin fabrikası, Bursa’nın Gemlik ilçesinde kurulacak. Fabrikanın temelleri Haziran ayında atılacak.

Geçtiğimiz Aralık ayında Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde tanıtılan yerli otomobilin fabrikası için temelin 2020 Mart da atılması planlanıyordu ancak tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından dolayı tarih ertelenmişti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yaşanan bu gelişmelerin temel atma tarihini çok uzağa atmayacağını belirtmişti. Bakanın belirttiği gibi temel atma tarihi çok uzağa ertelenmedi. Koronavirüs salgınındaki olumlu gelişmeler sayesinde temel atma töreni Haziran ayına yapılabilecek. Paylaşıldığı gibi tarih çok uzağa ertelenmedi. 2022 yılın üretilmesi planlanan yerli otomotivin fabrikası 18 ayda tamamlanması planlanıyor.

İlk Kazma Vuruldu Bile

Gemlik de kurulacak yerli otomobil fabrikası, kamu-özel ortaklığında yapılacak. Fabrika denize sıfır bin dönümlük askeri kamp arazisi üzerine kurulacak. Fabrika kurulmadan önce eski askeri yapıların yıkımına başlandı. Arazi üzerinde, temel atmadan önce yoğun şekilde çalışmalara başlandı. Tesisin zemin etütleri ve ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) raporu gerçekleştirildi. Rapora göre proje ile 20 bin ek istihdam ve 2032 yılına kadar, gayrisafi yurtiçi hasılaya 50 milyar euro katkı sağlanması bekleniyor.

Yerli Otomobilin Fabrikasının Arazisi Ulaşım için İdeal

Denize sıfır olan arazinin hemen yanında liman bulunmaktadır. Bu sayede üretilecek olan araçların sevkiyatı deniz üzerinden rahatlıkla yapılacak. Ayrıca arazi şehir merkezine 10 dk Osmangazi köprüsüne de 60 km uzaklıkta. Yerli otomotiv fabrikasının arazisi ulaşım için ideal konumda.

Yerli Otomotiv İstihdam Sağlayacak

Yerli otomotiv fabrikası, 22 milyar TL’lik bir yatırım yapıldı. Yapılan bu yatırımlar ile yılda 175 bin adet otomotiv üretilecek kapasiteye sahip olacak. Herkesin heyecanla beklediği yerli otomotiv, birçok kişiye iş imkanı sağlayacak. Yerli otomobil üretirken aynı zamanda işsizlere istihdam sağlanmış olacak. Yerli Otomobil TOGG'un fabrikasının kurulması ile birlikte ekonomik anlamda kalkınma sağlanacak.

Sizler için derlediğimiz haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz. TOGG ile ilgili tüm haberleri buradan TOGG etiketimiz ile takip edebilirsiniz.

Erdoğan: Güçlü Türkiye Hedefimize Doğru Kararlılıkla Yürüyoruz

$
0
0

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri Açılış Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, bir taraftan koronavirüs salgını ve terör örgütleriyle mücadele sürerken diğer taraftan ülkeyi kalkındırmaya ve büyütmeye devam ettiklerini söyledi.

Geride kalan dönemde hepsi birbirinden önemli açılışların heyecanını beraber yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, "18 Temmuz'da 60 yıllık hayalimiz olan Türkiye'nin otomobilini gerçeğe dönüştürme yolunda tarihi bir adım attık. Bursa'ya en son teknolojiyle kuracağımız üretim tesisimizin temel atma törenini, tıpkı otomobillerimizin tanıtımı gibi yine büyük bir coşkuyla icra ettik." diye konuştu.

Sağlıkta ve sağlık turizminde Türkiye'yi öne taşıyacak 1005'er yatak kapasiteli iki acil durum hastanesi ile 2 bin 682 yataklı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nin devreye alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Enerjide, tarımda, ulaşımda inşalarını tamamladığımız sulama tesislerini, hidroelektrik santrallerimizi, barajlarımızı, çevre yollarımızı insanımızın hizmetine sunduk. Ekonomide açıkladığımız destek paketleriyle işçisinden sanayicisine, esnafından çiftçisine, emeklisine her kesimden insanımızın yanında olduğumuzu gösterdik. Dünya genelinde belirsizliklerin arttığı, yatırımların yavaşladığı bir dönemde biz ardı ardına açılışlar gerçekleştirdik. Salgın zamanında pek çok ülkede üretim durmuşken biz hiçbir konuda arz sıkıntısı yaşamadık."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm dünyanın ihtiyacı olan yoğun bakım solunum cihazını rekor sürede ve dünya standartlarında üretebildiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Sadece vatandaşlarımıza ulaşmakla kalmadık, bizden yardım talep eden dost ve kardeş ülkelerin de imdadına koştuk. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' ilkesiyle durmadan, zorluklar karşısında pes etmeden milletimize hizmet etmeyi sürdürüyoruz. Birileri fildişi kulelerde ahkam keserken, milletimize karamsarlık yayarken, biz büyük ve güçlü Türkiye hedefimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Bu süreçte yenilikçi projelere imza atan özel sektörümüz, üniversitelerimiz, TÜBİTAK gibi stratejik kuruluşlarımız gerçekten kritik roller üstleniyor. Ülkemizin teknolojik altyapısı ve kabiliyetleri TÜBİTAK'ın araştırma merkezleri ve enstitülerinin katkılarıyla her geçen gün daha da güçleniyor. Bugün yapacağımız açılışlarla inşallah buna yenilerini eklemek suretiyle Gebze ve Ankara'da 7 farklı altyapıyı teknoloji ekosistemine kazandıracağız."

Erdoğan, Ulusal Enerjetik Malzemeler Laboratuvarı'nın askeri mühimmatlarda kullanılan ve yurt dışından temininde problem yaşanan malzemelerin Türkiye'de üretilmesine katkı yapacağını bildirdi.

Yüksek Sıcaklık Malzemeleri Mükemmeliyet Merkezi'nde süper alaşım malzemelerinin üretimi, tamiri ve bakımının gerçekleştirileceğini belirten Erdoğan, "Biyomalzeme, Biyomekanik, Biyoelektronik 3B Mükemmeliyet Merkezi'nde yurt dışında yapılan testleri tek bir elden yürütecek ve biyoteknoloji temelli malzeme ve sistemler geliştireceğiz." ifadelerini kullandı.

"Yerli üreticilere zaman ve maliyet avantajı sağlayacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Motor Mükemmeliyet Merkezi'nde demiryolu, denizcilik, jeneratör ve özel amaçlı kullanıma uygun motorların yurt içinde test edilebileceğini, bu sayede hem firmaların yurt dışındaki laboratuvarlara para vermekten kurtulacağını hem de büyük bütçeli motor geliştirme projelerinin ülkede yapılacağını söyledi.

Özellikle Fotovoltaik Performans ve Güvenlik Test Merkezi'nde güneş enerjisi uygulamalarında kullanılan cihazların kalibrasyonları ve test ölçümlerinin gerçekleştirileceğini aktaran Erdoğan, böylece yerli üreticilere zaman ve maliyet avantajı sağlayacaklarını belirtti.

TÜBİTAK SAGE Çevresel Test Merkezi sayesinde silah sistem projeleri başta olmak üzere tüm çevre şart testlerinin, uluslararası standartlarda Türkiye'de icra edileceğini anlatan Erdoğan, yine SAGE bünyesinde kurdukları yeni araştırma geliştirme hizmet binasıyla milli mühimmatların tasarımı, yazılımı ve simülasyonu alanlarında stratejik çalışmaların yürütüleceğini söyledi.

"Yatırımları tek tek hayata geçirdik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü ve rekabetçi büyümeye giden yolun üretimden, daha doğrusu katma değerli üretimden geçtiğini herkesin çok iyi bildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Sanayide dışa bağımlılık, milli güvenlik açısından en az siyasi bağımlılık kadar vahim bir durumdur. Türkiye, uzun yıllar bunun acısını yaşamış bir ülkedir. Kıbrıs Barış Harekatı'ndan terörle mücadelemize kadar pek çok alanda tehditlere, baskılara, gizli, açık yaptırımlara maruz kaldık. Bir dönem Ege'de, Akdeniz'de meşru hakkımız olan meselelerde bile yeterince inisiyatif alamadık. Üretimde, ihracatta güçsüzlüğün bedelini maalesef diplomaside, savunmada, terörle mücadelede ödedik. 

2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde Türkiye ekonomisinin ihracat hacmi sadece 36 milyar dolardı. Bu ihracatı sürükleyen hepi topu 3-5 sektör varken, sanayi altyapısı da son derece zayıftı. Özel sektörü yeniliğe ve Ar-Ge'ye yönlendiren neredeyse hiçbir mekanizma yoktu. Teslim aldığımız bu ekonomide, üretim ve Ar-Ge altyapıları başta olmak üzere kalkınmayı hızlandıracak özellikle bu yatırımları tek tek hayata geçirdik. Türkiye'nin gururu olan devasa üretim tesislerini, eserleri, yolları, köprüleri, hastaneleri, havalimanlarını insanımızın hizmetine sunduk. Sadece yollar, köprüler, viyadükler, tüneller, havalimanları, sağlık kuruluşları inşa etmedik. Aynı zamanda ülkemiz gelişen teknolojilerin pazarı değil, tasarlayıcısı, üreticisi de olsun istedik. Günü kurtarmaya değil, geleceğe mührümüzü vurmaya odaklandık. Yıllarca örselenmiş hayati projeleri, iç ve dış rant odaklarınca sabote edilmiş ülkemize yeniden özgüven kazandırdık."

"Bilişim Vadisi'ne otomotiv sektörü ilgisi günden güne artıyor"

Erdoğan, TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, "büyük ve güçlü Türkiye" hedefine ulaşma yolunda son 18 yılda sıfırdan bir Ar-Ge ve girişimcilik ekosistemi inşa edildiğini kaydederek, "İleri teknoloji alanındaki çalışmalarda 85 teknopark ile 1607 Ar-Ge ve tasarım merkezimizle, Türkiye olarak 'Biz de varız' dedik." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin yarınlarına yön verecek en büyük teknoloji üssü olacak Bilişim Vadisi'nin Gebze'ye kurulduğunu ve Türkiye'nin otomobilinin buradan dünyaya tanıtıldığını anlatan Erdoğan, Gebze'nin bölgesinin yanı sıra tüm ülkenin çekim merkezi haline getirildiğini belirtti.

Erdoğan, Bilişim Vadisi'ne otomotiv sektörü ilgisinin günden güne artığına dikkati çekti. Organize Sanayi Bölgesi sayısını 193'ten 321'e çıkararak Türkiye'nin üretim kapasitesinin güçlendirildiğini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Büyük ölçekli yatırımlar için 21 endüstri bölgesi ilan ettik. Böylece 2002'de 36 milyar dolar olan ihracat hacmimiz, geçen sene 180 milyar dolara ulaştı. 2002'de 33 bin 523 firma ihracat yaparken, 2019'da bu rakam 90 bin 617 firmaya yükseldi. Milyar doların üzerinde değere ulaşan dijital oyun şirketlerimiz, dünyada ses getirmeye başladı. Türkiye savunma sanayinde dışa bağımlılığını yüzde 70'lerde yüzde 30 seviyesine düşürdü. 2002'de sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayı 700'ü geçti. Aynı yıllarda savunma sanayinde faaliyet gösteren firma sayımız 56'dan 1500'e yaklaştı. Teknoparklarımızda üretilen teknoloji ürünlerinin ihracatı 4,8 milyar dolara yükseldi. 2003-2020 arasında yeni ya da ilave yatırımlar için 70 bin 415 yatırım teşvik belgesi düzenledik. Yine bu dönemde İŞKUR aracılığıyla 9 milyon 21 bin vatandaşımız istihdam imkanına kavuştu."

"Ekonomimiz güçlendikçe, üretim kapasitemiz arttıkça, sözümüzün de itibarı arttı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin IMF'e olan 23,5 milyar dolarlık borcunu Mayıs 2013'te ödeyerek sıfırladığını ve Türkiye'nin IMF'e borcu olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Ekonomimiz güçlendikçe, üretim kapasitemiz arttıkça, sözümüzün de itibarı arttı. Takip eden, tüketen, başka ülkelerin pazarı olan bir ülke konumundan tasarlayan, üreten, ürettiğini dünyanın 200'ü aşkın ülkesine ihraç eden bir ülke konumuna geldik. Hamdolsun tüm bunları da 18 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleştirdik. 'Herkesin ufku denizi kadardır.' derler. Biz, kısa vadeli başarıların değil, asırlık hedeflerin peşinde koşuyoruz. Türkiye'yi 21. yüzyılın lider ülkelerinden biri yapmanın hayalini kuruyoruz. Katettiğimiz aşamalar elbette önemlidir, değerlidir, ancak yaptıklarımız hayallerimizin sadece küçük bir parçasıdır. Daha gidecek çok yolumuz, yazacak yeni başarı hikayelerimiz var. Kanal İstanbul gibi daha gerçeğe dönüştürecek muhteşem projelerimiz var. Cumhuriyetimiz 100. yılını 2023 hedeflerimizle taçlandırmak gibi ideallerimiz var. 2053 ve 2071 gibi çağı aşan vizyonlarımız var. Son 18 yılda yaptıklarımız gibi inşallah bu hedefleri, hayalleri, vizyonları da yine birlikte gerçeğe dönüştüreceğiz. Hiç şüpheniz olmasın. Başarı hikayelerimizin, ülkemizin sıkıntıya girmesini bekleyen muhterislerle değil yine sizlerle, gayretli bilim adamlarımızla, araştırmacılarımızla, mühendislerimizle, cesur sanayicilerimizle, gençlerimizle, emekçilerimizle, Türkiye'nin potansiyeline inanan yatırımcılarımızla birlikte yazacağız."

"Milli teknoloji hamlemizi, yeni yatırımlar, yeni projelerle muhakkak devam ettireceğiz"

Programa gelmeden önce Hidromek'in ekskavatörünü kullandığını ifade eden Erdoğan, "Dünyada ilkler arasında yer alan Hidromek firmamız bizim bir iftihar vesilemiz. İnşallah şu anda testi filan çoktan aştı ve şimdi daha da aşmak suretiyle bizler de gerek ülkemizde gerek dünyada tanıtımını her şeyini yaparak, nasıl markalar varsa dünyada değişik ülkelerin bizim de markamız olarak dünyada yerini, yerimizi alacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, firmayı kutlayarak, şunları kaydetti:

"Tabii ki elektrikle, elektrik enerjisiyle işleyen böyle bir ekskavatörün ülkemizin bir iftihar vesilesi olması bizi gururlandırmıştır. Bu, aynı zamanda çevrecidir. Böyle güzel bir özelliği de var. Kirleten değil, tam aksine çevreci bir ekskavatörü olarak bizim iftihar vesilemizdir. TÜBİTAK'ın da destekleriyle 2 senede 120 kişilik bir ekip gecesini gündüzünü bu işlere verdi. Böylece dünyanın ilk elektrikli ve lastik tekerlekli, sıfır emisyonlu 7 tonluk şehir ekskavatörü Türkiye'de üretilmiş oldu. Sadece bu proje bile müteşebbislerimizin vizyonu ile TÜBİTAK'ın araştırma-geliştirme destekleri birleşince ortaya nelerin çıkabileceğini gösteriyor."

Açılışı yapılacak olan mükemmeliyet merkezleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı törenle gerçekleştirilen açılışta, TÜBİTAK RUTE (Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü) Motor Mükemmeliyet Merkezi, TÜBİTAK MAM (Marmara Araştırma Merkezi) Ulusal Enerjetik Malzemeler Sentez ve Karakterizasyon Laboratuvarı, TÜBİTAK MAM Biyomalzeme, Biyomekanik, Biyoelektronik Mükemmeliyet Merkezi, TÜBİTAK MAM Yüksek Sıcaklık Malzemeleri Araştırma, Geliştirme ve Onarım Mükemmeliyet Merkezi, TÜBİTAK UME Fotovoltaik Performans Test Merkezi, TÜBİTAK SAGE Çevresel Testler Merkezi ve TÜBİTAK SAGE Ar-Ge Hizmet Binası açıldı.

İki anlaşma imzalandı

Açılış töreninde iki önemli anlaşmaya imza atıldı. "TÜBİTAK BİLGEM ile HAVELSAN-Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi Geliştirme Anlaşması", TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Havelsan Genel Müdürü Dr. Mehmet Akif Nacar tarafından imzalandı.

"TÜBİTAK MAM ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sekapark-Tıbbi ve Aromatik Bitkisel Ürün Geliştirme Anlaşması"na, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın imza attı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'nin Elektrikli Ekskavatör Girişimi: Hidromek Hicon 7W

$
0
0

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜBİTAK Mükemmeliyet Merkezleri Açılış Töreni'ne katıldı. Erdoğan, alana gelişinin ardından Hidromek HICON 7W elektrikli yerli ekskavatörü hakkında bilgi aldı.

Yerli üretim ekskavatörü inceleyen Erdoğan, tören alanına yakın alanda kullandığı araçla toprak attı. Daha sonra tören alanına da ekskavatör ile giden Erdoğan, yerli ve milli üretim aracının hayırlı olmasını dileyerek, "Yerli ve milli üretim aracımız hayırlı olsun. Şu anda satışları hızlandırmamız lazım. Gerek içeride gerek de dışarıda. Bundan sonra bu işin pazarlamasına varım." ifadelerini kullandı.

HICON 7W %100 elektrikli ekskavatörün sadece motoru değil, tüm sistemi standart iş makinelerinden farklılıklar gösteriyor. Elektrikli motora ve bataryaya sahip olan HICON 7W’da hidrolik sistem de buna göre tasarlandı. Enerjisini yeni nesil Lityum-ion bataryalarda depolayan HICON 7W’da, araç ve kullanıcı güvenliğini sağlamak için bataryaların bulunduğu yüksek voltaj (HV) alanı araç arkasında muhafaza altına alındı. Diğer servis noktaları da istenildiği an kolayca ulaşılması için elektrikli kaput altında toplandı. 

HICON 7W: Bir Şehir Ekskavatörü

HICON 7W, sahip olduğu elektrikli motoru sayesinde, daha sessiz, daha verimli ve çevre dostu olmasıyla öne çıkıyor. Sıfır emisyonlu olması ve kompakt boyutl

arı ile çevresel etkiyi azaltan HICON 7W, şehrin birçok noktasında kolaylıkla kullanılabilecek.  HICON 7W kullanıcılarına kapalı alanlarda, bahçelerde ve parklarda, şehir içi şantiyelerde, tünellerde ve yer altında çalışma imkânı sunacak, şehir içi inşaat alanlarında bakım onarım işlerinde rahatlıkla kullanılabilecek.

Yakıt tüketiminin olmaması, verimli güç tüketimi sağlayan motoru ve bakım maliyetlerinin düşük olması HICON 7W’yu ekonomik kılıyor. Tek şarjla 8 saat kullanım sağlayacak olan HICON 7W, araç şarj istasyonlarında kolaylıkla 3.5 saatte tam şarj olabilecek, hızlı şarj ile 1 saat 30 dakika içinde yüzde 100 doluluğa ulaşabilecek. 

HICON 7W: Şehrin Nabzını Tutar

Yüksek teknoloji ürünü ve akıllı HICON 7W, sahip olduğu arka ekranı ile çevresiyle etkileşim kurabiliyor. “Güvenli Çevre Sistemi” ile güvenli sürüş için çevresine arka ekranı ile bilgi aktarabilecek. Çalışma esnasında arka tarafına yaklaşan bir araç veya insan olduğunda ekranında uyarı yazısı çıkan HICON 7W, çevresini kötü hava koşullarında uyarıyor. Hızını yine bu ekrandan bildiren HICON 7W, ayrıca ani fren gibi durumlarda da arkasından gelen sürücüleri arka ekranı ile uyarabiliyor. HICON 7W,  üzerinde bulunan güneş pilleri sayesinde, “Güvenli Uyku Modu” sistemi ile uyku modunda dahi arka bilgi ekranından şehre bilgi aktarmaya devam ediyor ve buradan tarih, hava durumu gibi bilgilerin gösterimi sağlanabiliyor. HICON 7W, kendinden 5 metre uzaklıkta sağladığı lazer çizgi ile kendisine fazla yaklaşan kişinin veya aracın dikkatini de çekebiliyor.

Kapıları Teknolojiye Açılıyor!

Sahip olduğu yardımcı sistemler sayesinde HICON 7W’yu kullanmak oldukça kolay ve kullanışlı olacak. Tıpkı bir şehir otomobili ferahlığındaki kabininde ergonomik joystiklerle bütün kullanım fonksiyonlarına kolayca ulaşılabiliyor. 8” (inch) dokunmatik bilgi ekranı sayesinde aracın bilgileri kontrol edilebiliyor, ayarları kişiselleştirilebiliyor ve çalışma ortamına yine bu ekran sayesinde hakim olunuyor. 

Uluslararası Prestije Sahip İki Tasarım Ödülünün Sahibi

Türkiye’de sektörünün sayılı tasarım stüdyolarından birine sahip olan HİDROMEK, AR-GE alanındaki bilgi birikimiyle tasarım gücünü bir araya getiriyor. Tasarım sürecinde sanal gerçeklik uygulamalarından da en üst seviyede faydalanan HİDROMEK, HICON 7W ile uluslararası prestije sahip ‘2020 German Design’ ve ‘2020 IF Product Design’ tasarım ödüllerini kazandı.

HİDROMEK'in elektrikli ekskavatörü HICON 7W

Enerjisini yeni nesil lityum-ion bataryalarda depolayan HICON 7W'da, araç ve kullanıcı güvenliğini sağlamak için bataryaların bulunduğu yüksek voltaj (HV) alanının araç arkasında muhafaza altına alındığı kaydedilirken, servis noktalarının da istenildiği an kolayca ulaşılması için elektrikli kaput altında toplandığı belirtildi.

HICON 7W'nin, sahip olduğu elektrikli motoru sayesinde, daha sessiz, daha verimli ve çevre dostu olmasıyla öne çıktığı da kaydedilirken, sıfır emisyonlu olması ve kompakt boyutları ile çevresel etkiyi azaltan HICON 7W'nin, şehrin birçok noktasında kolaylıkla kullanılabileceği ifade edildi.

Tek şarjla 8 saat kullanım sağlayacak olan HICON 7W, araç şarj istasyonlarında kolaylıkla 3,5 saatte tam şarj olabilecek, hızlı şarj ile 1 saat 30 dakika içinde yüzde 100 doluluğa ulaşabilecek.

Üretici firma ve ürünleri hakkında bilgi almak için www.hidromek.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz. Hidromek firmasını girişimi için tebrik ediyor,  haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Sosyal Mesafe İhlallerine Yerli Teknoloji Çözümü: ProManage KiT

$
0
0

Koronavirüs ile birlikte hayatımıza giriş yapan “sosyal mesafe” kavramı, tüm sektörlerdeki çalışanlar için de büyük önem taşıyor. Dünya genelinde hayatın sosyal mesafe kurallarına göre düzenlenmesine yönelik uzun vadeli planlamalar yapılırken sanayideki çalışanlar için bir destek de teknoloji şirketi Doruk’tan geldi. Türkiye’de üretim yönetiminde dijitalleşme pazarını inşa eden ve akıllı üretim yönetim sistemi ProManage ile sanayicilerin dijital dönüşüm mentorluğunu yapan Doruk, çalışan sağlığının korunarak üretime devam edilebilmesi için ProManage KiT (Kontrollü İnsan Trafiği) adını verdiği sosyal mesafe ölçüm ve uyarı sistemini geliştirdi.

Fabrikaların faaliyetlerine devam ederken çalışanlarının sosyal mesafe denetimini ve raporlamasını anlık olarak yapabilmelerini sağlayan ProManage KiT’i, sanayicilere bedelsiz sağlayan Doruk, böylece işletmelerin çalışan sağlığı açısından riskleri değerlendirerek hemen önlem almalarını mümkün kılıyor. Bu kapsamda “Fabrikalar Açık Kalsın” isimli bir kampanyaya da imza atan Doruk, bedelsiz olarak sunduğu ProManage KiT uygulamasını edinmek isteyen sanayicileri kampanyaya destek veren vakıf ve sağlık kuruluşlarına bağış yapmaya davet ediyor. Pandemi gibi beklenmeyen durumlarda bile ek yatırıma ihtiyaç kalmadan “Fabrikalar Açık Kalsın” diyerek bu ürüne imza attıklarını belirten Doruk Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay Özden, ProManage KiT ile Türk sanayicisine ve sanayi çalışanlarına katkı sağlamayı ve çalışanlarının sağlığını üst düzey teknolojiyle korumayı amaçladıklarını söyledi. Yapay zekâ ile görüntü işleme teknolojisinin kullanıldığı ProManage KiT uygulaması, Doruk’un Teknopark İstanbul, Antalya Teknokent ve İzmir DEPARK’ta (Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme A.Ş.) bulunan ofislerindeki mühendislerinin gönüllülük esasına dayalı olarak ortak çalışmalarıyla tamamlanarak hayata geçirildi.

Çoğu işletmenin uzun bir süre uzaktan çalışma modelini sürdürdüğü pandemi döneminde, sanayi firmaları büyük bir özveriyle kontrollü bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor. Akıllı üretim yönetimi sistemi ProManage sayesinde sanayicilerin üretimlerini daha verimli ve çevik hale getiren, kayıplarını tespit edip azaltarak maliyetlerini ve rekabetçiliklerini yönetebilmelerini sağlayan teknoloji şirketi Doruk, şimdi de üreticilerin beklenmeyen, zorlu dönemlerdeki en büyük ihtiyaçlarından birine ProManage KiT ile cevap veriyor.

IIoT, makine öğrenmesi, görüntü işleme, artırılmış gerçeklik ve yapay zeka teknolojileri ile tam entegre olan dünyadaki tek akıllı üretim yönetim sistemi ProManage ile bugüne dek dünya genelinde 300’den fazla fabrikayı dijitalleştirmiş olan Doruk’un Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Tülay Özden; “Pandemi ile mücadelenin ikinci dönemi olarak Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın açıkladığı ‘kontrollü sosyal hayat’ evresinde işletme ve fabrikalarda çalışanların sağlığını korumak büyük önem taşıyor. Bu yeni düzene adım atarken, Doruk olarak gönüllü mühendis ekibimizle birlikte üretime devam ederek ekonomiye ve istihdama katkıda bulunan sanayicilerin her zamanki gibi yanında olup çalışanların ve dolayısıyla toplumun sağlığını korumaya katkıda bulunmak istedik ve çok önemli bir ürün geliştirdik” diyerek şu detayları paylaştı: “Ülke ekonomisinin lokomotifi olan sanayicilerin küresel pazarlarda daha rekabetçi olabilmeleri ve sürdürülebilir büyüyebilmeleri için tek yolun üretim ve yönetim sistemlerinin dijitalleştirilmesi olduğuna inanıyoruz. Bu noktada, koronavirüsle birlikte çok önemli hale gelen ve dünya genelinde kamu alanlarında en çok konuşulan ‘sosyal mesafe’ kuralı kapsamında geliştirdiğimiz sosyal mesafe ölçüm ve uyarı uygulamamız ProManage KiT (Kontrollü İnsan Trafiği) sayesinde fabrikalar açık kalabilecek, ek yatırım gerekmeden işletmelerde çalışanların sosyal izolasyona uyup uymadıkları izlenip temas noktaları dijital ortamda tespit edilebilecek, uyarı üretilebilecek. Ar-Ge birimimiz başta olmak üzere ilgili departmanlarımız konuyla ilgili iş ortaklarımızdan gelen talepleri de değerlendirerek ProManage KiT üzerinde titizlikle çalıştılar. İş sağlığı ve güvenliği açısından çok önemli olan bu teknolojiyle içinde bulunduğumuz dönem başta olmak üzere bundan sonra hayatımızı etkileyecek sosyal izolasyonun iş verimini etkilemesinin de önüne geçmek ve pandemi gibi beklenmeyen durumlarda çalışanların sağlıklı bir şekilde çalışması mümkün olacak.”

“Fabrikalar Açık Kalsın kampanyamızla hem sanayicilere hem de topluma katkıda bulunan kurumlara destek olmayı hedefliyoruz”

Özden, fabrikaların faaliyetleri devam ederken çalışanların sosyal mesafe denetimi ve raporlamasının anlık yapılabilmesi sayesinde işletmelerin riskleri değerlendirerek hemen önlem almalarını sağlayacak ProManage KiT’i, topluma katkıda bulunan kurumlara bağış tavsiyesiyle işletmelere bedelsiz sağlayacaklarını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Doruk tarafından bedelsiz olarak sunduğumuz ProManage KiT uygulamasını edinmek isteyen değerli sanayicilerimiz, 'Fabrikalar Açık Kalsın' kampanyamıza destek veren vakıf ve sağlık kuruluşlarına bağış yapabilirler. Başlattığımız bu kampanya, sanayi kuruluşlarının uygulamayı edinirken aynı zamanda pandemiden etkilenen halkımıza hizmet ve destek sunan çeşitli vakıf ve sağlık kuruluşlarına bağış yapmalarına imkân sağlayarak çok katmanlı şekilde destek ve yardımlaşma kampanyasına dönüşüyor. Salgının patlak verdiği dönemle birlikte sormaya başladığımız ‘Biz ne fayda sağlayabiliriz?’ sorusunun cevabı olan bu sosyal mesafe çözümüyle hem Türk sanayicisine hem de topluma katkıda bulunan kurumlara destek olmayı hedefliyoruz.”

Yapay zeka ve görüntü işleme teknolojisiyle anlık takip

ProManage KiT uygulamasında yapay zeka ve görüntü işleme teknolojilerinin kullanıldığına dikkat çeken Özden, “Canlı kamera görüntülerinin işlenmesiyle oluşturulan sosyal mesafe uyarılarının ekranlara yansıtılması sayesinde çalışanlar, kendi ihlal durumlarını anlık olarak görüntüleyebiliyorlar. Birbirine güvenli sosyal mesafeden fazla yaklaşan çalışanlar tespit edilerek uyarı üretiliyor ve raporlanıyor. Raporlamada söz konusu lokasyonun yanı sıra sosyal mesafenin ihlal başlangıç ve bitiş zamanlarına yer veriliyor. Uygulama kapsamında; ihlal durumları ve alarmları görüntülenebiliyor, operatör ilgili kişilerin adlarını kayda ekleyerek not yazabiliyor. Sesli ve iki farklı renk kodunda ışıklı alarm sisteminin yanı sıra e-posta, SMS veya anlık mobil bildirimleri sayesinde hiçbir risk gözden kaçmıyor. Şüpheli bir durum oluştuğunda ise geriye dönük olarak geçmiş uyarı kayıtları takip edilebiliyor ve böylece olası etkilenenler anında tespit edilebiliyor. İşletmenin eğitim almadan uygulamayı kolayca devreye alabilmesi için tesisteki mevcut kamera sistemi ve sistemin bağlı olduğu bir bilgisayar yeterli oluyor, online ya da offline çalışan sistemde geçmiş kayıtlar da değerlendirilebiliyor” açıklamalarında bulundu.

“Geleceği gören teknolojimizle işletmelerin verimliliğini artırıyoruz”

Yapay zeka ve artırılmış gerçeklik teknolojileriyle tam entegre dünyadaki tek üretim yönetim sistemi olan ProManage hakkında detayları paylaşan Aylin Tülay Özden, sözlerini şöyle tamamladı. “ProManage ile işletmelerin kendilerini sürekli ve otomatik olarak geliştirebilmesini sağlıyoruz. İşletmede daha önce izlenilen yolların ve bilgilerin kendi içlerindeki ilişkilerini anlamlandıran ProManage yapay zeka uygulamamız sayesinde fabrikalar, gelecekte neler olabileceğini kestiren, yani kestirimci algoritmaların temelini oluşturan altyapıya geçiş sağlıyor. İşletmelerin dar boğazlarını, zayıf yönlerini, gelişime açık noktalarını sürekli olarak gösteren ve bu açıkların iyileştirilmesi için işletmeyi uyarı mesajları ve farklı yollarla bilgilendiren ProManage ile tam entegre olan ProManage Mobil uygulamamız sayesinde ise uzaktan çalışmak durumunda kalan yönetici ve şeflerin gerçek zamanlı olarak tesise ait makinelerini izleyebilmeleri, makinelerinin üretim performansına ulaşabilmeleri, parametreleri takip edebilmeleri, makine göstergelerini ve raporları görebilmeleri mümkün hale geliyor. Türk sanayisinin gelişmesine katkı sağlamak için 22 yıldır çığır çağan teknolojiler geliştiren bir şirket olarak her zaman her koşulda üreticilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.”

www.promanage.com sayfasından yapay zekalı yüksek teknoloji bağışı ProManage KiT ile ilgili detaylı bilgiye ulaşmak mümkün. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Söz Yetenekte Programının 2. Bölümü Bugün 1915Çanakkale'de!

$
0
0

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) tarafından Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ihale edilen, inşaat çalışmaları Daelim, Limak, SK&EC ve Yapı Merkezi ortaklığı tarafından yürütülen 1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi, gençleri Türkiye’nin atılımları ve istihdam potansiyeli konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan “Söz Yetenekte” programının ikinci bölümüne ev sahipliği yapıyor.

T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin destekleriyle 14 Ağustos Cuma günü (bugün) saat 15:00'te Oylum Talu’nun moderatörlüğünde gerçekleşecek “Söz Yetenekte” adlı etkileşimli canlı yayına; T.C. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi yetkilileri, 1915Çanakkale yönetimi ve projede görev alan uzmanlarla beraber Projenin genç yetenekleri katılacak. Yayın, 1915Çanakkale Köprüsüşantiyesinden canlı olarak düzenlenecek.

Programda, 1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi tanıtılacak ve genç ekibinin deneyimlerine yer verilecek. Binlerce kişinin çalıştığı çok uluslu dev projenin ekibi tanıtılarak, çalışan çeşitliliği ele alınacak. İzleyiciler, Türkiye’nin farklı üniversitelerinde okuyan genç kadınlara önemli bir fırsat eşitliği sunan Türkiye'nin Mühendis Kızları Projesi’nin 1915Çanakkale Projesi’ndeki yansımalarını hem yetkililerinden hem de gençlerden dinleme fırsatı bulacak. Ayrıca birbirinden değerli konuşmacılar, yeni mezunlara ve mezun olacak gençlere tavsiyelerde bulunacak.

1915Çanakkale Köprüsü şantiye gezisinin çevrim içi yapılacağı programda interaktif bilgi yarışması da düzenlenecek. Sorulara doğru yanıt vererek en yüksek puanı alan ilk 10 kişi, 1915Çanakkale şantiye gezisi kazanarak bir tam gün boyunca bu dev projeyi yerinde görme ve proje ekibi ile tanışma fırsatı kazanacak. Teknik gezi ödülüne sadece yetenekkapisi.org üzerinden başvuranlar hak kazanabilecek, katılımcıların tüm seyahat ve konaklama masrafları ev sahibi 1915Çanakkale tarafından sağlanacak.

1915Çanakkale Youtube kanalı @1915canakkaletr adresinden canlı yayınlanacak "Söz Yetenekte", tüm üniversitelilere, üniversite mezunlarına, kariyerine yön çizmek isteyenlere ilham veriyor.

“Söz Yetenekte” programına kayıt için: yetenekkapisi.org adresini ziyaret etmek yeterli. Unutmayın, program 14 Ağustos Cuma günü (bugün) saat 15:00'te Oylum Talu’nun moderatörlüğünde gerçekleşecek.

Ayrıca www.1915canakkale.com web adresini ziyaret ederek 1915Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi hakkında bilgi alabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türk Havacılık Sektörü, Dünya Kalite Süreçlerini Yakaladı!

$
0
0

Türkiye, havacılık sanayisinden önde gelen firmaların katılımıyla oluşturulan Milli Havacılık Endüstrisi Komitesi (MİHENK) ile Avrupa Havacılık Kalite Grubu (EAQG) entegrasyonunu tamamlayan 13'üncü ülke oldu.

Savunma, havacılık ve uzay sanayisinde Türkiye'nin yürüttüğü Milli Teknoloji Hamlesi'nin en önemli destekçilerinden SAHA İstanbul Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği, ülke adına uluslararası bir başarıya daha imza attı.

Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ikinci büyük sanayi kümelenmesi olan SAHA İstanbulönderliğinde, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ), TUSAŞ Motor Sanayi, ROKETSAN, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, Baykar, THY Teknik, ASELSAN, Kale Havacılık, HAVELSAN ve Altınay Havacılık'ın katılımıyla oluşturulan MİHENK'in EAQG'ye entegrasyonu tamamlandı. Böylece Türkiye, dünya havacılık sektöründe kalite standartlarını belirlemede otorite kurumlar arasında yer alan EAQG entegrasyonunu tamamlayan 13’üncü ülke oldu.

SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, Türkiye'de son yıllarda savunma ve havacılık alanında yapılan çalışmalarla bu sektörlerin hızlı büyüme trendine girdiğini ve gelecek dönemde de bunun süreceğini söyledi.

Sektörün bu gelişmelere ayak uydurabilmesi için uluslararası havacılık kalite süreçleri içinde yer alması ve firmaların teknik ve kalifikasyon altyapılarının geliştirilmesi gerekliliğinin ortaya çıktığını belirten Keleş, şöyle konuştu:

"Uluslararası Havacılık Kalite Grubu (IAQG) ve EAQG, dünya havacılık sektöründe kalite standartlarının belirlenmesinde otorite kurumlar arasında yer alıyor. Bu kurumların altında Sertifikasyon Kuruluşu Yönetim Komiteleri (CBMC) ve Sertifikasyon Grupları (CG) ülkeler nezdinde yerel organları oluşturuyor. Mevcut durumda EAQG bünyesinde sisteme entegre olmuş 12 ülke yer alıyordu. MİHENK, Türkiye'nin de dünya havacılık kalite süreçlerinin bir parçası olabilmesi için SAHA İstanbul tarafından EAQG ile koordineli olarak, ülkenin havacılık endüstrisini oluşturan büyük firmaların temsilcilerinin katılımıyla oluşturuldu. Diğer ülkelerde olduğu gibi CBMC'lerin EAQG yapısal ve elektronik sistemine entegrasyonu tamamlandı. Böylece Türkiye, EAQG entegrasyonunu tamamlayan 13'üncü ülke oldu."

Havacılıkta kalite belgelemede milli çözümler

Mevcut durumda Türk savunma ve havacılık sektörü, AS/EN 9100 havacılık, uzay ve savunma endüstrisi için Uluslararası Kalite Yönetim Sistemi Standardı'na göre belgeleme ihtiyacını yabancı firmalar aracılığıyla gideriyor.

Savunma ve havacılık sektörünün bu ihtiyacını yerli firmalarla karşılayabilmesi ve yurt dışına kaynak çıkışının önlenmesi amacıyla Türk Akreditasyon Kurumunun (TÜRKAK) IAQG'den yerli firmaları akredite edebilme yetkisini alması gerektiğine dikkati çeken İlhami Keleş, "Bir yandan, TÜRKAK'ın bu yetkiyi alabilmesi için gerekli şekil şartının oluşturulması, diğer yandan yurt dışındaki havacılık endüstrisini yöneten ve kalite süreçlerini denetleyen yapıların bir parçası olunması amacıyla kurulan bu komite sektöre büyük katkı sağlayacaktır. İlerleyen süreçte ihtiyaca göre MİHENK genişleme kabiliyeti gösterecektir." dedi.

Komitede oy kullanmaya yetkili firma ve kurumların dışında Milli Savunma Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Türk Standardları Enstitüsü ve TÜRKAK oy kullanma hakkı olmadan temsil edilecek.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TOGG'un Tasarımı 28 Ülkeden Sonra Japonya'da da Tescillendi!

$
0
0

TOGG'un Twitter hesabından yapılan açıklamada, TOGG tasarımlarının, 27 AB ülkesi ve Çin’den sonra Japonya’da da tescillendiği bildirildi. Açıklamada, "Japon Patent Ofisi (JPO), C-SUV ve Sedan tasarımlarımızın Japonya’da TOGG adına tescil edildiğini açıkladı." ifadeleri kullanıldı.

TOGG Hakkında

Fikri mülkiyet haklarına Türkiye'nin sahip olduğu, küresel ölçekte rekabet edecek bir otomobil markası yaratma hedefiyle Anadolu Grubu, BMC, Kök Grubu, Turkcell, Zorlu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği güçlerini birleştirdi ve 25 Haziran 2018'de Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş.'yi (TOGG) kurdu.

TOGG, elektrikli ve bağlantılı yeni nesil otomobiller geliştiriyor ve bu otomobiller etrafında bir mobilite ekosistemi oluşturuyor. Bu ekosistem sayesinde geniş kitlelerin hayatını kolaylaştırıp, zararlı emisyonları sıfırlayarak temiz bir geleceğe katkıda bulunmayı hedefliyor.

Yerli ve milli girişim, 2022 yılında doğuştan elektrikli, bağlantılı ve güncel otonom seviyesine sahip, orta büyüklükte (C segmenti) bir "sportif çok amaçlı otomobil (SUV)" ile yola çıkacak. Akıllı ve bağlantılı otomobilin etrafında oluşturulmakta olan ekosistem dahilinde yeni hizmetler, yeni kullanıcı deneyimleri ve yeni iş modelleri geliştirilecek. İş ortaklarıyla ve ülkemizde filizlenen girişim şirketleriyle yeni fikir ve teknolojilerin ortaya çıkmasını sağlayacak.

TOGG hakkında daha detaylı bilgi için togg.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi otomobil ve teknoloji sever okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye, Doğal Gaz Ticaret Merkezlerinden Biri Olma Yolunda!

$
0
0

Karadeniz'de gerçekleştirilen ilk milli sondajda, 320 milyar metreküp doğal gaz keşfi ve bu gazın 2023 itibarıyla üretime geçmesi hedefi, Türkiye'yi gelecek 5 yıl içinde kontratı sona erecek olan 30 bcm'lik uzun dönemli doğal gaz ithalatı müzakerelerinde güçlü konuma getiriyor.

Deloitte'den yapılan açıklamaya göre, Türkiye'nin Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajını gerçekleştiren Fatih sondaj gemisinin, Sakarya gaz sahasında keşfettiği 320 milyar metreküplük doğal gaz, Türkiye'nin doğal gaz ithalatına ciddi katkı sağlayacak.

Kullandığı gazın tamamına yakınını ithal eden Türkiye için keşfedilen bu rezerv, gelecek yıllarda sona erecek uzun dönemli doğal gaz sözleşmelerinin yeniden şekillendirilmesinde, halihazırda yaşanan fiyat düşüşleri ile birlikte müzakere masasında Türkiye'nin elini güçlendiren bir gelişme olarak görülüyor.

Yıllık ortalama 45 bcm ila 50 bcm arasında değişen Türkiye'nin yıllık doğal gaz talebinin yüzde 20'si Sakarya sahasında keşfedilen rezervden karşılanabilecek. Sahanın Türkiye'nin yüksek enerji talebinin olduğu batı bölgesine ve Silivri doğal gaz depolama tesisine yakın konumda bulunması büyük avantaj sağlıyor. Sahanın yıllık 8 bcm'lik üretimi, İstanbul'un bir yıllık doğal gaz tüketimine denk geliyor.

Türkiye, müzakere masasında güçlü konumda

Türkiye'nin gelecek 5 yıl içerisinde 30 bcm'lik uzun dönemli doğal gaz ithalat kontratı sona ererek yeniden müzakere edilecek. Bu müzakereler öncesinde, global piyasalarda düşen doğal gaz fiyatları, artan LNG arzı, Türkiye'nin giriş kapasitesini çeşitlendirmesi ve artırması Türkiye'nin bu kontratların yeniden şekillendirilmesinde elini güçlendiren adımlar oldu. Tüm bu olumlu gelişmelere ek olarak, büyük ölçekli ve yerli bir doğal gaz kaynağının keşfi ve bu gazın 2023 itibarıyla üretime geçirilmesi hedefi, müzakere masasında Türkiye'yi daha güçlü kılıyor.

Yıllık 40 milyar dolar enerji ithalatı gerçekleştiren Türkiye'nin en önemli ithalat kalemlerini, petrol ve doğal gaz ithalatı oluşturuyor. Yıllık 12 milyar dolar doğal gaz ithal eden Türkiye, Sakarya sahasından yıllık talebinin yüzde 20'sini karşılaması durumunda ithalat giderlerini, yıllık 2,5 milyar dolar seviyesinde azaltabilecek. Bu ölçekte bir yatırımın hayata geçmesi için öngörülen yatırım miktarı ise 4 ila 6 milyar dolar arasında değişiyor.

"Özel sektörün ön planda olduğu bir oyun planı kurgulanmalı"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Deloitte Enerji, Doğal Kaynaklar ve Endüstri Ürünleri Lideri Elif Düşmez Tek, Türkiye'nin, yenilenecek olan doğal gaz kontratları ile birlikte daha dinamik bir doğal gaz piyasasına geçiş için önemli bir fırsat koridoruna girdiğini belirterek, tüketicilerin sosyal destek mekanizmalarıyla desteklenmesi, özel sektörün doğal gaz tedariki ve ticaretinde etkinliğinin artırılması gibi adımlarla bu fırsatın en efektif şekilde kullanabileceğini bildirdi.

Tek, doğal gaz şebekesinin güçlendirilmesi hedefiyle, FSRU, doğal gaz depolama, TANAP ve Türk Akımı gibi önemli alt yapı projelerinin devreye alınmasıyla günlük arz kapasitesinin 2018'de 60 milyon metreküp, geçen yıl 27 milyon metreküp arttığını kaydetti.

Mevsimsel oluşabilecek dar boğazlar giderilerek arz güvenliğinin de sağlandığına işaret eden Tek, "İhracat ve ticaret imkanlarının geliştirilmesi amacıyla Türkiye'nin Avrupa ile olan bağlantı noktalarının kapasitesinin artırılması ve çift yönlü akışın sağlanması için çalışmalar devam ediyor. Doğal gaz altyapısının güçlenmesi adına yapılmış olan bu çalışmalar, arz güvenliğini sağlamanın yanı sıra doğal gaz ticaret merkezi olabilme yolunda önemli adımların atılmaya başlandığını gösteriyor. Sakarya sahasındaki doğal gaz keşfi, tüm bu olumlu gelişmeleri taçlandırır niteliktedir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, yenilenecek olan doğal gaz kontratları ile birlikte daha dinamik bir doğal gaz piyasasına geçiş için önemli bir fırsat koridoruna girdiğini belirten Tek, bu fırsat koridorundan en efektif şekilde yararlanabilmek için atılması gereken adımlarla ilgili şunları kaydetti:

"Doğal gazın ithalatından son tüketiciye kadar değer zincirinin tüm alanlarında maliyetleri yansıtan piyasa bazlı fiyatlandırmaya geçilmesi ve korunmaya muhtaç tüketicilerin sosyal destek mekanizmaları ile desteklenmesi ana prensip olmalıdır. Özel sektörün doğal gaz tedarik ve ticaretinde etkinliği artırılmalı, doğal gaz kontratlarının yenilenmesinde özel sektör oyuncularının ön planda olacağı bir oyun planı kurgulanmalıdır. Piyasa oyuncularının etkin ve öngörülebilir şekilde faaliyet gösterebilmesi için EPİAŞ bünyesinde faaliyet gösteren Organize Toptan Satış Piyasası'nın (OTSP) işlem hacmi ve derinliğinin artırılması ve 2021 yılında devreye alınması planlanan vadeli opsiyon piyasasının planlandığı şekilde hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Sektör oyuncularının daha dinamik kararlar verebilmeleri ve işlem yapmalarına imkan tanıyacak ve ürün çeşitliliğine sahip bir kapasite platformunun hayata geçirilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin uluslararası gücü ve etkinliği olan bir doğal gaz ticaret merkezine dönüşebilmesi için BOTAŞ'ın sistem işletmecisi rolü, ilgili bağımsızlık kurallarını sağlayacak şekilde ayrıştırılmalı, kamu enerji şirketleri uluslararası arenada iş birliklerine gidebilecek ve rakipleri arasında farklılaşabilecek şekilde yapılandırılarak desteklenmeye devam edilmelidir."

AA kaynaklı analiz haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 521 articles
Browse latest View live